Antibiyotiktedavisi nedeniyle oluşan ishalin tedavisinde. Kronik ishal şikayetleri için. Bağırsaklardaki patojenik mikropları temizlemek için. Mideye zarar veren H.Pylori bakterisini temizlemek için tıbbi tedaviye yardımcı olarak. Candida Albicans tedavisinde. Clostridium Difficile tedavisinde. Denflor kullanılır. ÖrneğinAsya kökenli bebeklerde baş, biraz daha büyük olur. 0-2 yaş arası kızlarda büyüme. Aylar. Baş çevresi (cm) Kilo (gram) Boy (cm) Doğum. 32-37. . 49-52.5. Tansiyonçok sinsi bir hastalıktır. Yetişkinleri olduğu kadar çocukları da ilgilendirmektedir. Hatta yeni doğan bebeklerde dahil, her yaş aralığından çocuğu etkileyen yüksek Migren 2. en sık karşılaşılan primer baş ağrısı tipidir. Erişkinleri etkilediği gibi çocuklarda da gözlenebilir. Puberteden önce kızlarda ve erkeklerde eşit orandayken puberteden sonra kızlarda daha fazla görülür. Küme baş ağrıları: Daha nadir görülen bir baş ağrısı tipidir. Erkeklerde kadınlara nazaran daha LösemiBelirtileri. Ayrıca yayıldığı organlara ait belirtiler, örneğin baş ağrısı, kusma, karın ağrısı, görme bozuklukları önem taşıyabilir. Bu yakınmalarla müracaat ettikleri çocuk hematoloji (kan hastalıkları) uzmanlarınca yapılan muayenede çoğunlukla karaciğer ve dalak büyümesi, lenf bezlerinde genişleme 1yaş ve üstü bebeklerle 2-12 yaş arası çocuklarda kullanım: Grip hastalığının tedavisinde kullanımı Doktorunuz tarafından reçete edilen miktarda oral süspansiyonu çocuğunuza vermelisiniz. Çocuklarda grip tedavisi için uygulanan ENFLUVİR dozu çocuğun vücut ağırlığıyla orantılıdır (aşağıdaki tabloya bakınız). dhMocG. Çocuklarda baş ağrısı ve migren erişkinlerde de olduğu gibi kişinin konforunu ve yaşamını önemli ölçüde etkileyen bir rahatsızlıktır. Çocuklarda baş ağrısı ve migrende, migren çok bilinmese de yaygın bir baş ağrısı ve migrende, baş ağrısı sıklıkla görülmekte ancak genelde bu baş ağrıları migren dışı nedenlere bağlandığı için migren tanısı erişkinlere göre çok daha az konulmaktadır. Çocuklarda baş ağrısı ve migrende, migrenin tanınırlığının az olması çocuğun uzun süre tedavisiz kalması ve ağrıya bağlı psikolojik rahatsızlıklar geliştirmesine yol açmaktadır. Çocuklarda migrenin en çok karıştığı durumlar sinüzit gibi üst solunum yolu rahatsızlıkları ve mide bağırsak hastalıklarıdır. Çocuklarda migren yapılan çalışmalarda çocukluk çağında migren sıklığının %10 civarı olduğunu düşündürmektedir. Çocukluk çağındaki tüm baş ağrılarının ise yaklaşık %75 i migrene bağlıdır. Yani migren çocuklarda en sık baş ağrısı nedenidir diyebiliriz. Çocuklarda baş ağrısı ve migren tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır. Çocuklarda baş ağrısı bazen psikolojik olabilir bu yüzden ilk önce uzman bir hekimin görmesinde fayda vardır. Çocuklarda Migren Belirtileri Nelerdir? Çocuklarda migren belirtileri; Çocuklarda baş ağrısı ve migren rahatsızlıklarında, çocuklardaki migren çok farklı şekillerde kendini gösterebilir. Migren ağrısı tipik olarak tek taraflıdır ve zonklayıcı tarzdadır. Ağrıya gözlerde kızarıklık, yaşarma, ödem ve şişkinlik eşlik edebilir. Ancak çocuklarda erişkinden farklı olarak başı çepeçevre saran veya tek bir noktada toplanan ağrılar da görebiliyoruz. Ağrıya genelde bulantı veya kusma eşlik eder. Çocuk ağrı sırasında hareket etmek istemez. Sessiz karanlık bir yerde hareketsiz yatmak istemek sık görülen bir davranıştır. Baş ağrısı yanında karın ağrısı da migren ataklarında görülebilir. Bu durum migren tanısının gecikmesine ve mide barsak hastalıklarının ön planda akla gelmesine neden olabilir hatta bazı çocuklarda ishal ve sık idrara çıkma görülebilir. Çocuklarda Migrenin Kaç Tipi Vardır? Çocuklarda migrenin bilinen 2 ana tipi vardır. Bunlar auralı ve aurasız migren olarak isimlendirilir. migrende Ağrı öncesinde genelde aura denen duyusal yakınmalar görülür. Bu yakınmalar uyuşma karıncalanma, bulanık görme, yanıp sönen ışıklar, titreşen cisimler ve karartılar görme de görülebilir. Çok nadir olarak konuşma bozukluğu da bir aura çeşidi olarak gözlenebilir. Ağrı genelde auradan sonra başlasa da bazı çocuklarda ağrı ve aura aynı anda görülebilir. migren daha sık görülür. Auralı migren çocuklarda en çok epilepsi ile karıştığı için epilepsi olasılığını dışlamak için elektroensefalogrfi tetkikine ihtiyaç duyulabilir. En Çok Hangi Yaş Aralığındaki Çocuklarda Görülür? Çocuklarda migren bebeklik çağından yaşlılığa kadar her yaş aralığında görülür. Çocuklarda migren ergenlik öncesi kız ve erkeklerde eşitken ergenlik sonrası kızlarda daha sık görülmeye başlar. 4-5 yaş gibi çok küçük çocuklarda bile migren atakları görüyoruz. Bu nedenle küçük çocuklarda görülen baş ağrılarının her zaman kötü bir hastalığa işaret etmediğini bilmek gerekir. Bunun yanında migrenden şüphelenildiğinde mutlaka nöroloji uzmanına giderek uygun tedavinin başlanması çocuğun ağrı çekmemesi açısından önemlidir. Tedavisi Nasıl Yapılır? Çocuklarda baş ağrısı ve migren , çocuklarda migren tedavi öncesinde mutlaka tanının kesinleştirilmesi gereklidir. Bunun için özellikle baş ağrısı yapan diğer rahatsızlıkların dışlanması için şüphe halinde görüntüleme MR vb yapılması önerilir. Çocuklarda baş ağrısı ve migren, çocuklarda migren tedavisi erişkinlerden biraz farklıdır. Erişkinlerde genelde ilaç tedavisi ilk seçenek olarak uygulanırken çocukluk migreni beslenme ve egzersiz gibi yaşam tarzı değişikliklerinde iyi yanıt verir. Bunun için özellikle düzenli beslenme, hazır gıdalardan uzak durma, bol sebze ve meyve tüketimi, açık havada oyun oynama ve egzersiz önerilir. Bunlar yanında tablet ve cep telefonundan uzak durma da yararlı olur. Bu tedaviler sonuç vermezse koruyucu ilaç tedavileri kullanılabilir. Başlamış bir migren atağını durdurmak içinse ağrı kesici ve bulantı ilaçları kullanılabilir. Her yaş döneminde önemlidir ve mutlaka hekime 2 yaşından sonra bir çocuk başının ağrıdığını rahatlıkla ifade edebilir. Çocuklarda baş ağrısı sıklığı yaşla artmaktadır. Okul öncesi dönemde bu şikayet % 15-20 iken, ergenlikte %75 e ağrıya duyarlı yapıları vardır ve bunları etkileyen her türlü patoloji baş ağrısına neden olur. Yaşla birlikte baş ağrısı nedenleri farklılık gösterir. Başlıca nedenleri; Enfeksiyonlar Menenjit, Ensefalit, Paranasal sinüs enfeksiyonları, Ağız içi enfeksiyonlar, Göz ve Kulak enfeksiyonları Kafa içi yer kaplayan oluşumlar Kitle yani Tümör, Hematom, Kanama vs Kafa travmaları Epilepsi nöbeti öncesi ve sonrası Sistemik hastalıklar Hipertansiyon,Hipernatremi veya Hiponatremi yani kan sodyum yüksekliği veya düşüklüğü, Kanser, Ateş, Beyin ödemi yapan hastalıklar, Hipoglisemi yani kan şekeri düşüklüğü yapan hastalıklar, Hormonal bozukluklar,Anemi polisitemi gibi kan hastalıkları Görme problemleri Depresyon, Anksiyete, Uyku bozuklukları gibi psikolojik rahatsızlıklardır. Yapılan çalışmalar her yaşta en sık görülen baş ağrısı türünün Migren olduğunu ve çocuklarda %3-10 arasında görülebildiğinide ağrısı ile başvuran her çocuğu hekim yaşına göre değerlendirir ve ayırıcı tanı yapar. Her baş ağrısına Kranial görüntüleme BT,MR yapılmaz. Çok ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı varsa Kronik, ilerleyici ve tekrarlayan baş ağrısı varsa Anormal nörolojik muayene bulguları varsa Anormal göz hareketleri varsa Uykudan uyandıran baş ağrısı eşlik eden kusma varsa Ağrı ile birlikte baş dönmesi,denge bozukluğu varsa 3 yaşından küçükse ve baş ağrısı tarifliyorsa mutlaka Kranial görüntüleme ağrısı tedavisi nedene göre yapılır. Ağrı esnasında çocuk sessiz, loş bir ortama alınır, tv-tablet-bilgisayar gibi görsel uyaranlardan uzak tutulur, analjezik ağrı kesici özelliği olan ilaçlardan yaşına uygun dozda verilir ve sonrasında mutlaka bir hekime başvurulmalıdır. Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz. C. 0-2 YAŞ ÇOCUKLARINDA SIK GÖRÜLEN ŞİKAYETLER, NEDENLERİ, BELİRTİLERİ, BAKIM VE KORUNMA YOLLARI 1. Pamukçuk ve Ağız Yaraları Pamukçuk; yeni doğanda ve süt çocukluğu döneminde dil, yanak içleri ve damakta görülen bir mantar hastalığıdır. Ağız içinin her iki tarafında beyaz lekeler oluşur. Bu lekeler, toplu iğne başı büyüklüğündedir ve ağızda süt pıhtısı görüntüsü verir. Prematürelerde, temiz bakılmayan hastalıklı ve zayıf bebeklerde daha sık görülür. Bebek, ağzı acıdığı için emmede zorluk çeker. Anne memesinin ılık suyla temizlenip bebeğe verilmesi, memelerin temiz tutulması, biberon ve emziğin iyice kaynatılması, meme ve mamadan sonra bebeğe su içirilmesiağızda kalan süt artıklarının temizlenmesi için pamukçuk oluşmaması için alınacak önlemlerdir. 2. Gaz Sancıları ve Karın Ağrıları Gaz sancısı olan bebek bacaklarını karnına doğru çeker, yüzü kızarır ve yüksek sesle bağırır. Bebek emzirilirken sütle birlikte bir miktar da hava yutar. Anne her emzirmeden sonra bebeğini, baş ve omuz hizasında dik tutarak sırtını sıvazlamalı, bebeğin gazını çıkarmalıdır. Bu işlemden önce omzuna temiz bir tülbent koymayı da ihmal etmemelidir. Çünkü bebek, gaz çıkarma esnasında yediklerinin bir kısmını da kusabilir. Gaz çıkarma işlemi, bebeğin anneni dizleri üzerine yüzükoyun yatırılmasıyla da yapılabilir. Bebeğin gazının çıktığı gark sesinin gelmesiyle anlaşılır. Gazı çıkartılmadan yatırılan bebekler sancılanır ve sürekli ağlar. Karnı şişkindir. Ağlama sırasında yüzleri kızarır, bacaklarını karnına doğru çeker ve yüksek sesle bağırırlar. Gaz sancısı bebeğin büyüme ve gelişmesini engellemez, zamanla azalarak 3 aylıktan sonra kaybolur. Daha büyük çocuklarda gaz genellikle üşütme ve bazı yiyeceklerden olur. Çocuk yardımsız olarak gazını çıkarabilir. Korunmak için anne, çocuğu mevsimine göre giydirmeli, gaz yapan yiyecekler normalden fazla tüketilmemelidir. Karın ağrıları çocukluk yıllarında daha çok görülür. Ağrı, şiddetli değilse ve çocuk diğer uğraşlara daldığında karın ağrısını unutabiliyorsa ağrı psikolojik kökenli olabilir. Ancak karın ağrısı çok şiddetli ve uzun süre devam ediyorsa, sık sık tekrarlıyorsa, ateş, kusma, ishal gibi diğer belirtilerle birlikte görülüyorsa hastalık belirtisi olarak değerlendirilmeli ve mutlaka çocuğu doktora götürmelidir. Bebeklerde gaz sancısının giderilme yollarını araştırınız. 3. Kusma Midedeki besinlerin, karın kaslarının kasılması sonucu ağız yoluyla boşalması kusma olarak tanımlanır. Yeni doğanda, beslenmeden sonra bir miktar besinin ağız ve burundan çıkması kusma ile karıştırılmamalıdır. Bu durum çoğu kez zararsızdır. Ancak sırtüstü yatan bebeğin kustuklarının solunum yoluna kaçabilmesi nedeniyle boğulma tehlikesi söz konusu olabilir. Onun için bebek beslendikten sonra yan yatırılmalıdır. Çocuk otururken kusarsa yüzü hemen aşağıya çevrilmeli, solunum yolları serbest bırakılmalıdır. Gerçek kusmada, alınan gıdanın büyük bir kısmı çıkartılır. Kusmanın sebebi, mama ile yutulan havanın yaptığı bozukluktan olabileceği gibi; soğuk algınlığı, ateşli hastalıklar, idrar yolu ve böbrek iltihapları, mide-bağırsak kanalı hastalıkları ve korku gibi psikolojik etmenler de olabilir bu sebeple kusma, beraberinde görülen ateş, ishal, karın ağrısı belirtilerle beraber değerlendirilmelidir. Kusmalar ciddi su ve kilo kaybına yol açabileceği için tedavide geç kalınmamalıdır. Bebeklerde beslenme hatalarına bağlı kusmalar; bebeğin hava yutmadan beslenmesiyle, beslenme sırasında yutulan havanın neden olduğu gazın çıkartılmasıyla, temiz ve sağlıklı besinlerle önlenebilir. Kusma geçtikten sonra bebeğin bir süre dinlenmesi sağlanmalıdır. Sulu ve hafif yiyeceklerden başlanarak az ve sık sık beslenmelidir. Kusmanın yaşanmaması için alınması gereken önlemler şunlardır - Mama ve diğer gıdalar temiz ve taze hazırlanmalı, yeterli miktarda ve normal ısıda olmalıdır. - Biberonun emzik deliğinin büyük ya da dar olmaması gerekir. - Süt veren anne üşütmemeli ve kendi bakımına özen göstermelidir. Sigara, alkol gibi çocuğa zararlı alışkanlıkları varsa bunları bırakmalı, doktora danışmadan ilaç kullanmamalıdır. - Çocuklar yaşlarına uygun beslenmeli ve normalin üstüne çıkılmamalıdır. - Katı besinlere erken ya da geç başlanmamalıdır. - Beslenme ve gaz çıkartılmasından sonar çocuk, fazla hareket ettirilmeden sağ tarafına yatırılmalıdır. - Tekrarlayan ve nedeni belli olmayan kusmalarda mutlaka doktora başvurulmalıdır. 4. İshal Diare, Sürgün Çocuğun alışılmış sayıdan üçten fazla ve sulu kaka yapması durumuna ishal denir. İshal, çocuğun vücudunda su ve tuz kaybına yol açar. Hatta ileri safhalarda ölüme neden olabilir. Süt çağı çocuklarının bağırsakları çok duyarlı olduğundan kolaylıkla ishal olurlar. Çocuklarda başlıca ishal nedenleri Beslenme hataları - Aşırı beslenme özellikle süt çocuklarında görülür. - Az beslenme uzun süre yetersiz beslenen süt çocuklarında açlık ishalleri görülür. Mide bağırsak alerjisi İnek sütü ve diğer besinler alerjiye neden olur. Enfeksiyon hastalıkları Bakteri veya virüslere bağlı bağırsak enfeksiyonlarında şiddetli ishaller görülebilir. Tifo, dizanteri, kolera, yaz ishali gibi. Bağırsak parazitleri Çocukta görülen ishalin kaynağı olabilir. Zehirlenmeler İlaç veya bazı zehirli maddelerin alınması sonucu çocuklarda ishal ve kusma görülür. İlk 4-6 ay anne sütü ile beslenen bebeklerde ishal daha az görülür. İshal, çocuklarda önemli beslenme bozukluklarına yol açar. İshal sırasında çocuktaki su ve tuz kaybı mutlaka yerine konulmalıdır. Ağızdan verilen şeker, tuz, karbonat eriyiği hayat kurtarıcıdır. Su kaybı belirtileri olan çocuklara ishal paketleriORS verilmelidir. Bu paketler, sağlık kuruluşları ve eczanelerden temin edilebilir. Hazır ishal paketi temin edilmediği durumlarda bu paket evde hazırlanabilir; 5 su bardağı kaynatılıp soğutulmuş su, 2 çorba kaşığı toz şeker, 1 çay kaşığı tuz, 1 çay kaşığı karbonat. İshali olan çocuklara her sulu kakadan sonra en az 1 çay bardağı bu karışımdan verilmelidir. Çocuklar bunun tadından hoşlanmazlar, meyve suyu ile karıştırılabilir. Bu ishal içeceği, çocuğu tedavi etmek için değil; sadece vücudundaki su ve tuz kaybını önlemek içindir. İshalli çocuğun bağırsaklarında emilim az olacağından, eskisinden daha kuvvetli yiyeceklerle beslenme ihtiyacı doğar. Bunun için çocuğun sulu, fakat besin değeri yüksek, sindirimi kolay yiyeceklerle az az ve sık sık beslenmesine devam edilmelidir. Bu yiyecekler - Emiyorsa anne sütü, - Bol miktarda kaynatılıp soğutulmuş su, - Elma, şeftali, havuç gibi meyve suları, muz, - Açık çay, ıhlamur, - Ayran, - Yağsız çorbalar, - Pirinç lapası, yağsız yoğurt, - Havuç, patates püresi - Pişmiş yağsız et. Anne sütü ile beslenen çocuk ishal olursa, emzirmeye devam etmelidir. Çocuk emmiyorsa, inek sütü alıyorsa inek sütünü sulandırma iki misli fazla olmalıdır. Çocuğun dışkısında kan varsa dışkı sayısı 8-10 defadan fazla ise yüksek ateşi ve kusması varsa, ishal birkaç gündür devam ediyorsa, ağız ve dilde kuruluk, dalgınlık, idrar yapamama veya çok az yapma, gözlerde ve bıngıldakta çökme ve karın derisinde gerginliği kaybetme gibi belirtilerden biri yada birkaçı görülürse çocuk vakit geçirmeden doktora götürülmelidir. Bebeklerin ve küçük çocukların ishalden korunması için yeterli ve dengeli beslenmesi gerekir. İlk 4-6 ay anne sütü çocuk için en ideal besindir. sonra ek besinler verilmelidir. İçme suyu temizliğinden emin olunmayınca su kaynatılmalıdır. Çocuğa verilecek tüm besinler taze, temiz olmalıdır. Sonra ek besinler verilmelidir. Sebze ve meyveler bol su ile 3-4 kez yıkanmalıdır. Yiyeceklerin hazırlanması, pişirilmesi ve saklanması sağlık kurallarına uygun şekilde, temiz ortamda yapılmalıdır. En önemlisi de; anne çocuğun bezini değiştirdikten sonra, kendisi tuvaletten çıktıktan sonra, yiyecekleri hazırlamadan ve bebeği beslemeye başlamadan önce ellerini sabunla iyice yıkamalıdır. Tuvaletler temiz tutulmalıdır. Sinek ve böceklerle mücadele edilmelidir. Çöpler kapalı torbalar içinde saklanmalıdır. 5. Kabızlık Peklik-Konstipasyon Dışkının seyrek aralıklarla, geç ve güçlükle yapılmasına kabızlık denir. Kabızlıkta kalın bağırsaklar düzenli aralıklarla boşaltılamaz. Nedenleri - Yanlış beslenme; çok fazla et, ekmek, yumurta, kek, bisküvi ve pasta yemek - Tek yönlü beslenme - Yalnız inek sütü ile beslenme - Yüksek proteinli posa bırakmayan besinlerle beslenme - Bağırsak faaliyetlerinin tembel oluşu - Kalın bağırsakta yapışıklıklar - Makattaki çatlaklıklar - Hareketsizlik - Psikolojik nedenler oyuna dalma, okula geç kalma korkusu, ilgisizlik nedenlerle tuvalete gitmeyi geciktirme - Su ve sulu gıdaların az tüketilmesi - Erken tuvalet eğitimi Kabızlığın Belirtileri Kabızlık, karında şişlik yapar. Çocuk kakasını yaparken ağlar. Katılaşmış kaka, makatın iç zarını zedeleyerek kanamaya neden olabilir. Kaka yaparken kanama olursa çocuğu hemen doktora götürmelidir. Kabızlığı önlemek için - Çocuk yeterli ve dengeli beslenmelidir - Yeterli miktarda sıvı ve sulu gıdalar verilmelidir. - Çocuğun yeterli hareket etmesi sağlanmalıdır. - Taze meyve-sebze tüketimi arttırılmalıdır. - Neden, psikolojik ise sebebi araştırılıp çocuğun rahatlaması sağlanmalıdır. - Düzenli kaka yapma alışkanlığı kazandırılmalıdır. - Sabahları aç karnına bir bardak ılık su içmesi sağlanmalıdır. 6. Kulak Ağrıları Bebeklerde ve büyük çocuklarda kulak ağrılarına sık rastlanır. Çoğunlukla çocuklar rüzgarda kaldıklarında ve soğuk havada iyi korunmadıklarında kulak ağrısı çekebilirler. Yeni doğan bebekte ve süt çocuğunda olan kulak ağrılarının enendi farklıdır. Yeni doğanda kulak ağrısının nedeni amniyos sıvısının kulağa kaçmasıdır. Yüksek ateş, ishal, sindirim sistemi bozukluğu ve kilo kaybı görülür. Meme emme sancıyı arttırır. Kulak memesi altına dokunulduğunda ağrı artar. Genellikle kulak ağrıları, enfeksiyonlardan ileri gelir. Süt çocuğunda boğazdan östaki borusu yoluyla orta kulağa giren mikroplar ağrılara neden olur. Düzensiz ateş, sindirim bozukluğu baş gösterir, çocuk kilo alamaz. Kulağını çekiştirerek ani sancılarla bağırır. Bu durumda doktora başvurulması gerekir. 7. Ateş ve Havale Sinir sisteminin hastalığı ya da fonksiyon bozukluğu sonucu iskelet kaslarının kasılmasıyla ortaya çıkan rahatsızlığa havale denir. Çocuk hastalıkları arasında en acil ve korkutucu olanıdır. Yüzde el ve ayaklarda irade dışı titremeler ile kendini gösterir. Havalenin uzaması beyin dokusunda kalıcı zedelenmelere sebep olabilir. Havale Sebepleri - Doğum travmaları zor doğum nedeniyle beyinde zelenme - Metabolik bozukluklar kan şekeri ve kandaki minerallerin düşüklüğü - Sinir sistemi hastalıkları menenjit, beyin iltihabı - Ateşe bağlı havale bebeğin ateşi 39’un üzerine çıkıyorsa yüksek ateşe bağlı havale olabilir. Havale Durumunda - Çocuğun üzerindeki fazla giysiler çıkartılmalıdır. - Ilık su ile yıkanmalıdır. - Şuuru yerinde ise ağızdan sıvı verilmelidir. - Çocuk vakit geçirilmeden hemen doktora götürülmelidir. 8. Pişik Pişik, genellikle idrar ve dışkının bebeğin tenine temas ettiği hassas deri bölgesinde görülür. Hafif kabartılı bir kızarıklık biçiminde ortaya çıkar. İlerlemiş pişiklerde deri yer yer soyulup iltihaplanabilir. Pişiğe bebeğin dışkısındaki bakteriler ve idrarın bileşimindeki amonyak sebep olur. Bebek bezlerini yıkamada kullanılan deterjanlardaki maddeler de pişik yapabilir. Anne sütüyle beslenen çocuklarda pişik, mamayla beslenenlere göre daha az görülür. Bebeklerde pişik oldukça rahatsız edici bir durumdur. Pişikleri Önlemek İçin - Bebeğin bezi 3-4 saatte bir değiştirilmelidir. Pişik olduğunda bu bölge ılık suyla yıkanıp iyice kurulandıktan sonra doktorun önerdiği pişik kremleri kullanılmalıdır. - Pamuklu bezler tercih edilmelidir. Bebeğin çamaşırları ve bezleri deterjan yerine sabun tozu ile yıkanıp kaynatılmalı, çok iyi durulanmalıdır. Açık havada kurutulduktan sonra ütülenmelidir. - Kesinlikle pudra kullanılmamalıdır. - Oda sıcaklığı uygunsa her gün 1-2 saat bebeğin altı açık tutularak bez tahrişi önlenmelidir. Bu işlem tahriş olmuş derinin iyileşmesine de yardım eder. - Bebeğin altını bağlamak için hazır bez kullanılmalıdır. Doğum sonrasındaki günlerde hemen baş ağrısı yaşamak pek olağan bir durum değildir. Hatta öyledir ki hamilelik öncesinde anne adaylarında, migren olsa dahi doğum sonrasında baş ağrısı pek beklenen bir durum değildir. Aynı zamanda hamilelik döneminde anne adaylarının migreni hafifleme gösterirken doğumdan aylar sonra bu migren tekrar başlayabilmektedir. Belirttiğimiz gibi doğum sonrası baş ağrısı pek yaşanan, normal bir durum değildir ve migreniniz olsa dahi bu durumu dikkate almalı, vakit kaybetmeden uzman bir doktora başvurmalısınız. Doğum sonrası baş ağrısını tetikleyen sebepler nelerdir? Gebelik döneminden sonra annelerin epidural anestezi ile doğum yapması baş ağrısını tetikleyen unsurlardandır. Genel olarak anne adaylarının doğumdan hemen sonra baş ağrısı çekmesinin sebebi olarak epidural anestezi ile yapılan doğumlardır. Epidural anestezi ile yapılan doğumlar bölgesel uyuşturma ile yapılan doğumlardır. Bu tür doğumlarda anneye yoğun anestezi uygulanmasından ve yapılan müdahelelerden dolayı beyin ile omurilik sıvısında sızma meydana gelmektedir. Bu sızma olayı sebebiyle beyindeki basınç azalma gösterir bu durumda baş ağrısı yapar. Epidural anestezi ile doğum yapan annelerde genellikle baş ağrısı yatar pozisyona geçildiğinde, hafifleyen cinstendir. Örneğin; anne yatar pozisyondan oturur pozisyona geçerse, yerçekiminin de etkisiyle beyindeki negatif basıncı artırdığından dolayı baş ağrıları meydana gelir. Baş ağrısı çeken annelerin bolca sıvı tüketmesi ve emzirme zamanları dışında bol bol uzanarak dinlenmesi ağrıları hafifletir. Fakat bunlara rağmen baş ağrısı geçmiyorsa muhakkak bir doktora danışarak tedavi istenmesi gerekmektedir. Doğum sonrası dönemde rastlanan bir başka baş ağrısı sebebi, dural sinüs trombozu’ adı verilen ağrı çeşididir. Bu ağrılar daha ciddi durumlara sebep olmaktadır. Hamilelik döneminde de görülebilen bu rahatsızlık, doğum sonrasında da en yüksek seviyelere çıkmaktadır. Dural sinüs trombozu ağrılarının; göz yakınında oluşan ödemler ve sara nöbetleri, felç durumu gibi nörolojik belirtilerle ortaya çıkar. Bu rahatsızlıklardan dolayı yaşanan baş ağrılarında doktorlar kan sulandıran ilaçlar önermektedir. Bu yüzden baş ağrısı çeken annelerin vakit kaybetmeden doktora başvurmaları ve rahatsızlıklarının boyutlarına göre tedavilerini olmaları mutlaktır. Uzman kadromuz ve deneyimli editörlerimiz ile anne, babalara ve bebeğin yakınında olan herkese sorularının tüm cevaplarını vermek için 2001 yılından beri buradayız. Çocuklarda baş ağrısı tedavisi erişkin insanlarda olduğu gibi çocukların da başı ağrır. Okul hayatının başlamasıyla baş ağrısı sıklığının da arttığı gösterilmiştir. Tekrarlayan baş ağrıları okul sorunlarına, öğrenme güçlüğüne neden olabilir. Ebeveynler çocukların şikâyetleri ciddi olmadan ve süreğen hale gelmeden baş ağrısını genellikle makul sebeplere bağlayarak geçiştirirler. Altta yatan nedenler alışılagelen nedenler olabileceği gibi hayatı tehdit eden sorunların habercisi de olabilir. Bu yüzden çocuklardaki baş ağrısını önemseyerek ayrıntılı bir şekilde değerlendirmek ve nedenlerini ortaya çıkarmak gerekir. Çocuklarda Baş ağrısının kaynağı nelerdir? Başımızı kafatası içindeki intrakraniyal ve dışındaki organlar ve yapılar ekstrakraniyal olarak ele alabiliriz. Kafatası içinde yer alan beynimizin kendisi ağrıya duyarlı değildir. Fakat beyni sıkıştıran, basınç yapan, içindeki sıvıyı ve kan akımını etkileyen her türlü durum ağrıya duyarlı beyin zarları, damarlar ve beyinden çıkan sinirler aracılığıyla ağrı duymamıza sebep olur. Bir başka deyişle baş ağrısı meydana gelen bozukluğun habercisi yani alarmıdır. Yüz ve baştaki atar ve toplardamarlar, baş ve boynun çizgili kasları, dişler, sinüsler ve buradaki mukoza, kemik zarları, göz çukuru ise ağrıya duyarlı kafatasımız dışındaki yapılardır. Çalışmalar baş ağrısını arttıran nedenler içinde yaş, cinsiyet, ailede öncelikle anne ve babada baş ağrısı öyküsü ve araç tutma öyküsü varlığının önemli olduğunu göstermektedir. Baş ağrısı yedi yaşına kadar kız ve erkek çocuklarda eşit oranda görülürken bu yaştan sonra kızlarda sıklığı giderek artmaktadır. Tekrarlayan baş ağrısı sıklığı yedi yaşına kadar % iken 15 yaşında bu oran %15’e çıkmaktadır. Erken ergenlik döneminde kızlarda erkeklere oranla iki kat daha sık görülmektedir. Çocuklarda Baş Ağrısı Tedavisi için randevu alabilirsiniz. Doç. Dr. Adnan AYVAZ Çocuk Nöroloji Uzmanı

2 yaş bebeklerde baş ağrısı