CBa9V. Yörenizdeki yer adları ile ilgili efsaneleri araştırınız.a ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka yer adları ile ilgili efsaneleri Sebastia – Sivas adının nereden geldiği hakkındaŞehrin adı kentin antik dönemdeki adı olan Sebastia sözcüğünün evrimleşerek Türkçeleşmesiyle bugünkü halini almıştır. Sebastia ismi de Yunancada saygıdeğer, yüce anlamına gelir ki, Latince Augustus’un Yunanca karşılığıdır. Bu da Pontuslar tarafından kurulan kentin Roma İmparatoru Augustus onuruna onun ismiyle adlandırıldığına delalet ismi ile ilgili bir başka rivâyete göre ise, kentin adı Farsçada “üç değirmen” mânâsına gelen “Sebast” kelimesinden gelmektedir; Sebast ismi zamanla halk dilinde Sivas olarak yerleşmiştir. Sivas ismi bu şekilde Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa 199 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz. ☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER! Yer adlarıyla ilgili efsaneler alt başlığı altında 19 efsaneye yer verdik. Bu 19 efsane yerleşim yeri adı ile ilgili olmadığı için, yukarıda incelediğimiz “Yerleşim yerleriyle ilgili efsaneler” başlığından farklı olarak ele aldık. Yer adlarıyla ilgili efsaneler, genellikle yerin görünüşü, işlevi, kelimenin anlamı ya da çağrışımı, efsaneyi yaşayan kişinin adı konulardaki efsanelerdir. Bunlar içerisinde 113. efsane Çal ilçesine bağlı Zeyve Akkent kasabasında bulunan Akıl Tepesi denen yerle ilgilidir. Efsaneye göre, Zeyve’den yola çıkan birisi, unuttuğu bir şey olursa Akıl Tepesi’ne gelince onu hatırlar. 114. efsane, adını oraya otlamak için gelen kuzulardan alır. Fazla yiyecek olmadığı halde Kuzu Kayası’nın olduğu yere gelen kuzular, kısa sürede karınlarını doyururlar. Bu da o kayanın dualı olduğuna inanılmasını sağlar. 115. ve 116. efsaneler içerisinde Hızır motifi vardır. Göçmüş olan bir yerin adıyla ilgili efsanelerdir. 115. efsanede orada nohut hasadı yapan çiftçilerden, yabancı kılığına giren Hızır nohut ister. Köylüler nohudu vermeyince adam beddua eder ve dağın bir kısmı göçerek tarlanın üzerine gelir. 116. efsanede ise dilenci kılığındaki Hızır, çobanlardan yiyecek ister. Onlar dilenciyi dikkate almazlar ve arkasından dilenci beddua eder. Bunun üzerine çobanların yurt tuttukları yerler göçer ve kullanılamaz hale gelir. 117. efsane, Bayram adında bir kişinin tarlasının aşınma neticesinde insan burnuna benzemesi dolayısıyla üretilmiş bir efsanedir. Yerin sahibi Bayram olduğu için, adını da Bayram Burnu olarak alır. 118. efsane Buldan’a bağlı Çataltepe ile ilgilidir. Çataltepe, adını, köyde yaşayan bir delinin elinde taşımış olduğu ve sonra kaybettiği çatal bir çubuktan almaktadır. Delinin çatalı düşürmüş olduğu tepeye Çataltepe adı verilir. 119. efsane tamamen ses yankılanmasına dayalı bir efsanedir. İnsanların dağdan yankılanan sesi yorumlamalarına dayanır. İrebiye Bulla, Rabia Abla’nın halk ağzındaki söyleniş şeklidir. İrebiye Bulla, bu bölgede yaşadığı söylenen bir evliyadır ancak bu yer adının olduğu semtte onunla ilgili her hangi bir türbe yoktur ancak, Çardak ilçesine bağlı Beylerli kasabasında İrebiye Bulla adında bir türbe bulunmaktadır. 120. efsanedeki yer, adını Çu hatça adında orada yaşayan bir kadından almaktadır. Çullarını balkona çıkararak temizleyen Hatice adında yaşlı bir kadının ölümünden sonra, onun hatırasına o bölgeye Çu Hatça adı verilir. 121. efsanedeki semt adı da orada bulunan büyük bir delik taştan gelmektedir. Taşın doğal yapısı, o bölgeye ad olarak kalır. 122. efsane, konu ve işlev olarak 92. efsaneye benzemektedir. 92. efsaneden farklı olarak, burada çeşmenin işlevi hem çeşmeye hem de semte ad olarak verilir. Bu semtin ve çeşmenin adı Gelin Çeşmesi’dir. 123. efsane Gelin Yutan denen yerin adının nereden geldiği ile ilgilidir. Eski zamanlardan birinde gelin alayı buradan geçerken, bataklık birden çöker ve gelin bataklığa saplanarak dibe doğru batar ve kaybolur. Bu yüzden buraya Gelin Yutan denir. Bu tip efsaneler Anadolu’da yaygın olan efsanelerdir. Bataklık ve göllerin çok olduğu yerlerde buna benzer efsaneler sıkça anlatılmaktadır. 124. efsanede adı geçen semt, adını orada bulunan kavaktan alır. Kavak ise adını bir arı kolonisinin gelip kavağın kovuğuna bal yapması neticesinde alır. 125. efsanede, orada yaşayan ve ölümünden sonra evliya olduğu anlaşılan Arap seyisin adının o bölgeye verildiğini görmekteyiz. Kale ilçesinin Arap Apıştı bölgesi oldukça geniş bir bölgedir. Arap, ağasına su getirmek için ırmağa gidince ellerini, ayaklarını ve başını koyduğu yerlerde türbe olduğu söylenir ve hepsi Arap ile ilişkilendirilir. Arap, nehirden suyu doldurmak için ayaklarını açarak bir ayağını nehrin bir yakasına, diğerini öbür yakasına attığı için bu bölgeye Arap’ın apış ayırdığı yer anlamında Arap Apıştı denir. 126. efsanede adı geçen Taşatan Deresi Karataş köyünün yukarı kesimindedir. Burada bir geleneğin uygulanmasının o bölgeye ad olarak kaldığını görmekteyiz. Türbeler bölgesine gelini gezdirmeye götüren köylüler, dere boyundaki bir kayanın üzerine taşlar attırmaktadırlar. Gelinin attığı taşlardan kaç tanesi kayanın üzerine gelirse, gelinin o kadar dileğinin kabul olacağına inanılır. Bu taş atma geleneği sebebiyle o dereye Taşatan Deresi adı verilir. 127. efsane cankurtaran bölgesinin adıyla ilgilidir. Cankurtaran Denizli’ye çok yakın, çamlarla kaplı, havadar ve serin bir yerdir. Eski zamanlarda ulaşımın ve geçişin çok kolay olmadığı yerlerden birisidir. Ulaşımın zor olduğu zamanlardan birinde, kağnısıyla oradan geçmeye çalışan bir yolcu, tam donmak üzereyken kurtarılarak orada hayata döndürülür. Onun canı kurtarıldığı için de o semte Cankurtaran adı verilir. 128. efsanedeki yere, efelerin kovaladığı bir kızın tam yakalanacağı sırada bir uçurumdan karşıya atlayarak kurtulması neticesinde kız kaçtı anlamına gelen Kız Tüydü adı verilir. Evliya menkıbelerinde sıkça gördüğümüz uçma motifine benzer bir durum burada da görülmektedir. 129. efsane 120. efsaneye benzemektedir. Burada yaşayan Hatice adındaki yaşlı bir kadının ölmesinden sonra, onun adı yaşasın diye, oradaki dereye Hatice’nin öldüğü dere anlamına gelen Hatca Ölen Deresi denir. 130. efsanedeki yer adı yine bir kişinin adından gelmektedir. Efsanede, babası putlara tapan Musa adında bir genç vardır. Bu genç putları sevmemektedir. Bir gün Musa, babası evde yokken putların tamamını kırar. Bunu gören babası çok kızar ve Musa’yı öldürür. Bu yüzden de bu semte Musa ölen anlamında Müsölen denilir. 131. efsane Geyik Köprüsü ile ilgilidir. Bu köprü Acıpayam’ın Karaismailler köyü yakınlarındadır. 128. numaralı Kız Tüydü efsanesine benzemektedir. Bu efsanede avcıların kovaladığı bir geyik, şimdiki köprünün olduğu yere gelince ırmaktan karşıya atlayarak kurtulur. Bu olay üzerine oraya bir köprü yapılır ve adına da Geyik Köprüsü denir. 1 I. Murat Efsanesi Yer adları Efsaneleri - Bursa Efsaneleri - Yer Adları İle İlgili Efsane - Uludağ Efsanesi I. Murat Hüdavendigar cami inşaatı yapılırken işçi olarak çalışmış O tarihlerde de Sırp kralı elçisini Bursa ya göndermiş Elçi Padişahın huzuruna alınmasını rica eder " Şu karşıda çalışan işçi bizim padişahımızdır" derlerse de inanmaz. Elçi" benimle alay etmeyin elçiye zeval olmaz "der ama sonunda inşaat da çalışan işçinin olduğuna inanır . Bu arada Padişaha kendisini görmek isteyen bir elçi olduğunun harçlı olarak doğrulan I. Murat elçiye hoş geldin dedikten sonra ne istediğini sorar Elçi de Sırp kralı tarafından gönderildiğini ve kralın savaş istediğini sinirlenerek ;Banan bakın ben burada Allah’ ın evini yaptırıyorum bu inşaat bitmeden beni harbe mecbur kılmayın ,aksi halde kralının iki gözünü çıkartırım der ve iki parmağını havada dönen elçi kralına bu haberi vermek için kralın yanına girince iki gözünün de çıkartıldığını ve yüzünde harç izleri olduğunu görür. 2 sag ol paylasımın için yuregıne saglık canım 3 ALLAH razı olsun,,,,ben teşekkür ederim canıma..... Sözlü olarak halkın arasında yaşayan, çoğu zaman gerçeğe yakın aşk ve kahramanlık gibi olaylara dayalı hikayelere “Halk hikayesi” ya da “Halk öyküsü” denir. Türk edebiyatının en eski anlatım geleneğini oluşturan destanlar, birtakım değişikliklere uğrayarak yerini zamanla halk hikayesine bırakmıştır. Uzun bir süre anlatım geleneğimiz olan halk hikayeleri de yerini modern hikayeye bırakmıştır. Bu nedenle halk hikayeleri için destan ile modern hikayeciliğin arasındaki bir köprüdür yorumu Hikayesi Nedir?Türk edebiyatında özellikle 16. yüzyılda Anadolu halkı arasında bu geleneğin yaygınlaştığı görülür. Özellikle 15. yüzyıldan sonra destan geleneğinin kaybolduğu ve onun yerine halk arasında bu hikayelerin anlatıldığı bilinir. Halk hikayesi, destan geleneğinin bir devamı niteliğinde olduğu için yer yer destansı özellikler gösterdiği görülür. Türk edebiyatında destandan halk hikayesine geçiş eseri olarak “Dede Korkut Hikayeleri” kabul görür. Dede Korkut Hikayeleri incelendiğinde taşıdığı özellikler hem halk hikayesi hem de destansı özellikleri göstermektedir. Bu da eserin geçiş dönemi eseri olduğunu gösterir. Halk hikayeleri aynı zamanda araştırmacılar tarafından hikayeye ve romana geçiş eserleri şeklinde yorumlanır. Halk hikayelerinin merkezinde halka mâl olmuş belirli kahramanlar yer almaktadır. Herkes tarafından tanınan bu kahramanların başından geçen olaylar, genellikle aşıklar tarafından halka anlatılmıştır. Ellerindeki sazla hikayeleri anlatan aşıklar, hikayeleri nazım-nesir karışık bir şekilde anlatmıştır. Özellikle kahramanların birbirleriyle olan konuşmaları, duygusallığın ağır bastığı yerler nazım şekilde Hikayesi Özellikleri1. Halk hikayeleri destan geleneğinden doğmuş ve onun yerine geçmiştir. Daha sonra ise yerine modern hikayeye Nazım-nesir karışık bir şekilde anlatılır. Hikayenin anlatıldığı yerlerde nesir; duyguların ifade edildiği, konuşmaların yer aldığı bölümler ise nazım olarak Bu hikayelerde genellikle aşk ve kahramanlık konuları Halk hikayelerinin anlatıcıları ise çoğu zaman meddahlar ve saz çalan aşıklar Söyleyeni belli değildir, yani halk hikayeleri Herhangi bir yazara değil de halkın ortak malı olduklarından ait oldukları dönemin zihniyetini Destanlara kıyasla olağanüstülük daha Destan ve roman arasında bir köprü görevi görmektedir. Yani destanların romanlara dönüşmesinden önceki son Anlatılanlar gerçekten yaşanmamış Belirli kahramanlar üzerine Konuları bakımından iki başlıkta sınıflandırılır aşk ve kahramanlık Çoğu hikaye “İlahi bakış açısı” ile anlatılır. Yani anlatıcı tüm olanlara, geçmişe ve geleceğe vakıf Halka hitap ettiği için halkın konuştuğu günlük dille anlatılır yani dili Göre Halk HikayeleriKonularına göre halk hikayeleri üç başlıkta Hikayeleri Bu hikayelerinin merkezindeki konu olarak aşktır. Türk halk öyküleri içerisinde en fazla kullanılan tema aşktır. Aşk temalı halk hikayelerinin başlıca örnekleri şunlardır Kerem ile Aslı, Ercişli Emrah ile Selvihan, Tahir ile Zühre, Ferhat ile Temalı Kahramanlık Hikayeleri Bu tür hikayelerin merkezinde ise bir kişinin gösterdiği kahramanlıklar yer temalı kahramanlık temalı halk hikayesi örnekleri ise şunlardır Hayber Kalesi, Battal Gazi, Danişment Halk Hikâyeleri İçerisinde destansı özellikler barındıran hikayelerdir. Örneğin Dede Korkut Hikâyeleri ve Köroğlu Hikâyesi bu türdeki hikayelere örnek Hikayesi BölümleriTürk halk öyküleri genel anlamda beş farklı bölümden oluşmaktadırFasıl Hikayeye başlanmadan önce anlatıcının dinleyiciyi hazırlamak için söylediği türkü ve okuduğu şiiri içeren Halk hikayesinin giriş bölümüdür. Burada aşık dinleyicilerin dikkatini çekmek birtakım tekerlemeler söyler ve kahramanlar tanıtılır. Eski kahraman ve aşıklarda bu bölümde Olay Bu bölümde ise halk hikayesinin asıl konusu anlatılır. Halk hikayesinin en uzun ve ana bölümü Bu bölümde ise halk hikayesi sonlandırılır. Kavuşamayan tüm aşıklar için bir dua edilir. Bu bölüm genellikle anlatıcı tarafından “Ustamızın adı Hıdır, elimizden gelen budur.” sözleriyle Hikaye bittiğinde hikayeden bağımsız olarak anlatılan efsanelerin yer aldığı Hikayesi ile Destan Arasındaki Farklar* Destanlar manzum şekilde söylenirken halk hikayeleri nazım-nesir karışık bir şekilde anlatılır.* Destanda olağanüstü özellikler ağır basarken halk hikayeleri gerçeğe daha yakındır.* Destan kahramanları yaşamış kişilerden oluşurken halk hikayelerindeki kişiler hayali olabilir.* Halk hikayeleri destanların devamı niteliğindedir. Destanlar yerini halk hikayesine ilgili çalışma soruları1 Halk hikayesi nedir?2 Halk hikayesinin özellikleri nelerdir?3 Halk hikayesinin bölümleri nelerdir?4 Halk hikayesi çeşitleri nelerdir?Halk Hikâyesi PDF + VideoAşağıdaki bağlantılardan Deniz Hoca tarafından hazırlanmış olan “Edebiyat Ders Notları PDF” dosyası ile slaytını indirebilir, öğrencileriniz ve arkadaşlarınızla bağlantılardan Deniz Hoca tarafından hazırlanmış olan “Halk Hikayesi PDF Çalışma Kağıdı” dosyası ile slaytını indirebilir, öğrencileriniz ve arkadaşlarınızla ÇEKEBİLECEK YAZILAR ⇒ PDF / Slayt ⇒ Ders Konuları ⇒ TYT Türkçe ⇒ AYT Edebiyat İçindekiler1 8. Sınıf Türkçe Yörenizdeki yer adları ile ilgili efsaneleri araştırınız. konusunu kısaca ve uzun ele Yörenizdeki yer adları ile ilgili efsaneleri araştırınız. konusu ile ilgili kısaca bir yazı örneği ; Yörenizdeki yer adları ile ilgili efsaneleri araştırınız. konusu ile ilgili uzun bir yazı örneği ; Ders Kitabı Sayfa Aramaları8. Sınıf Türkçe Yörenizdeki yer adları ile ilgili efsaneleri araştırınız. konusunu kısaca ve uzun ele yer adları ile ilgili efsaneleri araştırınız. konusu ile ilgili kısaca bir yazı örneği ;Cevap Nemrut Dağı Efsanesi Hazreti İbrahim Aleyhisselam’ın ateşe attıran Babil hükümdarı nemruttan adını alan Adıyaman ili içerisinde bulunmuş olan büyüleyici bir Dağı Efsanesi Komagene uygarlığına dayanıyor. Dağdaki eserler Komagene kralının kültürel tabiata dair birçok ipucu vermesine dayanmaktadır. Komagene kralı bir tür anıt mezar donatmak için dikilen heykellerin dünyanın antik zamanlarında iki karşıt kutubu özetler nitelikte bir yandan da Yunan Roma tanrıları tanrılarına anlatan eserler Diğer yandan Sak kabin Doğu geleneklerimizin görüldüğü ifade edilebilir. Bir rivayete görede Komagene Kralı bu heykelleri ölümsüzlüğü elde etmek için yaptırdığı yer adları ile ilgili efsaneleri araştırınız. konusu ile ilgili uzun bir yazı örneği ;Cevap İstanbul’da yer alan Yerebatan Sarnıcı’nın Efsanesi 532 yılında 1 cüz için yan tarafından 600 yılda yapılmış olan Yerebatan Sarnıcı İstanbul’da bulunan en büyük Sarnıç indiğimiz sırada dünyadan kopan ayrılırken huzur Sessizlik ve biraz da ürperti Efsaneye göre Medusa Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının dışı canavarı olarak 3 gorgana’dan biridir. Bu üç kız kardeşten yılan başlı olan Medusa kendisine bakan canlıları taşa çevirme gücüne görüşe göre o dönemde büyük yapılar ve özel yerleri korumak için gogona de seni ve heykelleri kullanırdı ve sanlıca medusa’nın başını konulması da bu yüzden olduğu ifade Kitabı Sayfa Aramaları,,hikaye adları languagetr, Yörenizdeki yer adları ile ilgili efsaneleri Hakkında Soru Sormak İster Misiniz ? Yorum ve Düşüncelerinizin Bizim İçin Ne Kadar Değerli Olduğunu Biliyor Musunuz ? Destek ve Yorumlarınız için Tıklayınız...

yöremizdeki yer adları ile ilgili efsaneler