5ti8. Oluşturulma Tarihi Aralık 09, 2019 1512Tövbe duası, yaptığı yanlışın farkına varan ve Allah-ü Teala'dan af dileyen Müslümanların araştırdığı hususlar arasında yer alıyor. Arapça ve Türkçe olarak okunabilen Tövbe İstiğfar duası, genellikle Arapça olarak dillendirilmektedir. Peki, Tövbe istiğfar duası nasıl okunur? İşte, tövbe duası hakkında detaylı bilgilerTövbe, bir yanlıştan veya bir günahtan dolayı, bir daha yapılmayacağı adına yemin etmek, karar almaktır. Bu niyazla alınan karar tövbe duası ile daha da güçlenir. Okunacak olan tövbe duası bu kararın daha iyi olmasını Duası Nedir?Allah bazı özel gecelerle birlikte pek çok zaman kullarının ettiği duaları geri çevirmez. Yüce Allah, daima bana dua edin, isteyin diye buyurmuştur. Aynı zamanda her yanlıştan, hatadan sonra bana dönün, sizi ben affederim demiştir. Elbette ki bu yanlış anlaşılmasın. Allah her tövbeyi kabul bilmeyerek veya tam emin olmayarak yapılan yanlış ve hatalara tövbe edildiği, alimlerce söylenir. Allah bana her koşuda tövbe edebilirsiniz, buyurmuştur. Tövbe duası, yanlış yoldan çıkıp, doğru yola girilmek istenmesi durumunda, okunan bir duadır. Bu duayı okuyanların tövbeleri, Allah'ın izniyle kabul görülür. Tövbe duasının Arapça ve Türkçe okunuşuna bakalım Duası ArapçaTövbe duasının Arapça okunuşu - 'Estağfirullah, Estağfirullah, Estağfirullahe'l-azim el-kerim. ellezi lâ ilahe illa huve'l-hayyü'l-kayyumü ve etubü ileyhi tevbete abdin zalimin li- nefsihi, la yemlikü li-nefsihi mevten vela hayaten vela nüşüra-h. Ve es-elühü't - tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidayete lena, innehu, hüve't-tevvabü'r-rahim'Büyük Tövbe İstiğfar Duası Türkçesi'Ya Rab! Bu ana gelene kadar, elimden, dilimden, gözümden, ayaklarımdan, kulaklarımdan, isteyip veya istemeyip ettiğim tüm günahlardan dolayı tövbe ettim, pişman oldum. Şirk, küfür, isyan, yanlış her ne ettiysem tümünden kalben pişmanım ya Rabbim. Bir daha yapmamaya da senin rızanda ahd ettim. Şeytana uymamı ve bir daha yaptığım bu günahları, ikrar etmeme fırsat tanıma Allah' aleyhisselam ile peygamberimiz arasında ne kadar nebi varsa, hepsinin hak olduğunu tasdik ederim. Tüm peygamberlere olduğu gibi getirdikleri kitaplara iman ettim. Ya Rabbi! Sen tövbemi rızan ile kabul eyle. Sen içimi bilen ve işitensin. Amin!Tövbe Duasının Hikmeti?Hazreti Muhammed'den sonra gelip, İslam'ı yorumlayan alimler, tövbe kapsının insanlara açık olduğunu vurgulamışlardır. Öyle ki insanlar tövbe etmek istedikleri zaman Allah'a sığınırlar. Tövbe kapısının açık olmasıyla beraber, tövbe duasıyla kişi Allah'a yaptıkları yanlışlardan dolayı peygamberi, Müslümanlara yaptıkları yanlışlar olduğu zaman uyarır, tövbe etmeye davet ederdi. Çünkü tövbe, insanın hak yolunda yaşamını tamamlayabilmesi için gereklidir. Tövbe etmemiş kişi, Allah'a hiç sığınmamış Duası HakkındaTövbe duası hakkında bazı yanlış bilgilere sahibiz. Bunlardan ilki, tövbe duası ettikten sonra bir daha hiç yanlış yapılmayacağı zannına kapılmaktır. Oysa insan, hata ve yanlış yapmaya meyillidir. Mümkün olduğu kadar kendisini bunlardan uzak tutmalı, olabildiğince yanlışlara yaklaştığında, derhal Allah'a sığınmalıdır. Yine diğer bir yanlış, canımız ne zaman isterse tövbe duasına iki ince çizgiyi birbirinden ayıran en önemli kavram, niyettir. Kişi niyetinde samimi olursa, ne zaman isterse tövbe edebilir, Allah'tan bundan dolayı sığınabilir. Ancak öteki koşullarda duanın hafife alınmaması gerektiği alimlerin söyledikleri vesilesi ile Kabul Olur mu?Allah, insanları kendisine kulluk etmesi için yaratmıştır. Öyle ki insan beşerdir. Hata yapar, istese de yanlışlardan ayrılamaz. Doğru yolu bulması, zaman ve zemin bekler. Görür, daha sonra kafasında ne olduğunu, yanlışın neler yaptıracağını hesaplar. İnsan olgunlaştıkça, Allah'a sığınmanın ne kadar doğru olduğunun farkına varır. Allah, insanın tövbelerini her daim işitir ve duyar. İslam alimleri, kalben ve fikren yapılan her tövbenin Allah katında bir değerinin olduğunu belirtirler. Bu yüzden duanın kabul olması değil, niyet önemlidir.
Unutulmamalıdır ki peygamberler dahî zelle işlemiş, onun ıztırâbı ile tevbe ve istiğfâr içinde yaşamış, böylece kendilerine beşerî acziyet tattırılmıştır. Çünkü mutlak üstünlük ancak Allâh’a âittir. Acziyetten müstesnâ ve münezzeh olan yalnızca O’ tevbe eden peygamber Hazret-i Âdem -aleyhisselâm-’dır. Havvâ vâlidemizle beraber yaptıkları şu tevbe meşhûrdur رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنْفُسَنَا وَإِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ “…Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, mutlakâ ziyân edenlerden oluruz.” el-A’râf, 23 Bu duâ, kendilerinden sonra kıyâmete kadar gelecek evlâdlarına en güzel bir istiğfâr nümûnesidir. Cenâb-ı Hak, merhameti sebebiyle kullarını tevbe ve istiğfâra dâvet eden ve böylece onları bağışlayacağını müjdeleyen âyetlerinde şöyle buyurmaktadır إِلاَّ مَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ عَمَلاً صَالِحاً فَأُولئِكَ يُبَدِّلُ اللهُ سَيِّئَاتِهِمْ حَسَنَاتٍ وَكَانَ اللهُ غَفُوراً رَحِيماً. وَمَنْ تَابَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَإِنَّهُ يَتُوبُ إِلَى اللهِ مَتَابًا “Ancak yaptığı kötülüklerden vazgeçip îmân ederek sâlih ameller işleyenler var ya, işte Allâh onların kötülüklerini iyiliklere günahlarını sevaplara çevirir. Allâh çok bağışlayıcı, engin merhamet sâhibidir. Kim tevbe edip amel-i sâlih işlerse, şüphesiz o, tevbesi kabûl edilmiş olarak Allâh’a döner.” el-Furkân, 70-71 وَالَّذِينَ إِذَا فَعَلُوا فَاحِشَةً أَوْ ظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ ذَكَرُوا اللهَ فَاسْتَغْفَرُوا لِذُنُوبِهِمْ وَمَنْ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللهُ وَلَمْ يُصِرُّوا عَلَى مَا فَعَلُوا وَهُمْ يَعْلَمُونَ. أُولـئِكَ جَزَآؤُهُمْ مَغْفِرَةٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَجَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا اْلأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَنِعْمَ أَجْرُ الْعَامِلِينَ. “O muhsinler ki bir günah işledikleri yahut nefslerine zulmettikleri zaman Allâh’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Allâh’tan başka günahları kim affedebilir? Bir de onlar, bile bile, işledikleri günah üzerinde ısrar etmezler. İşte onların mükâfâtı Rableri tarafından bağışlanma ve altından ırmaklar akan, ebedî kalacakları cennetlerdir. Amel-i sâlih işleyenlerin mükâfâtı ne güzeldir!” Âl-i İmran, 135-136 Âyet-i kerîmede, ihsân kıvâmında bir hayat sürenlerin günahta ısrar etmedikleri ve hemen tevbeye sarıldıkları vurgulanmaktadır. Zîrâ onlar لاَ صَغِيرَةَ مَعَ اْلاِصْرَارِ وَلاَ كَبِيرَةَ مَعَ اْلإِسْتِغْفَارِ “Isrâr edildikçe küçük günahlar küçük olarak kalmayıp büyük günah hâline gelir; istiğfâra devâm edildikçe de büyük günahlar affedilip silinir.” hikmetince hareket etmektedirler. Âyet-i kerîmelerde buyrulur أَلَمْ يَعْلَمُوا أَنَّ اللهَ هُوَ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَأْخُذُ الصَّدَقَاتِ وَأَنَّ اللهَ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ “Onlar bilmezler mi ki Allâh kullarının tevbesini kabûl eder ve sadakaları bizzat alır. Çünkü Allâh tevbeleri çok çok kabûl buyuran ve Rahîm olandır.” et-Tevbe, 104 قُلْ مَا يَعْبَؤُا بِكُمْ رَبِّي لَوْلاَ دُعَاؤُكُمْ “Ey Rasûlüm! De ki Sizin duâ ve niyâzlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?..” el-Furkân, 77 Duâda asıl olan, ihlâs, muhabbet ve samîmiyettir. Samîmî duâlar, bir muhabbet tezâhürüdür. Yukarıdaki âyet-i kerîme, kulun, muhabbetle yapılan bir duâ ile değer kazandığını ifâde buyurmaktadır. Bu yüzden tevbeler cân ü gönülden olmalıdır. Âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللهِ تَوْبَةً نَصُوحاً عَسَى رَبُّكُمْ أَنْ يُكَفِّرَ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ “Ey îmân edenler! Samîmî bir tevbe ile Allâh’a dönün! Ancak böyle yaptığınız takdirde umulur ki Rabbiniz, sizin kötülüklerinizi affeder!..” et-Tahrîm, 8 إِلاَّ الَّذِينَ تَابُوا وَأَصْلَحُوا وَاعْتَصَمُوا بِاللهِ وَأَخْلَصُوا دِينَهُمْ ِللهِ فَأُولـئِكَ مَعَ الْمُؤْمِنِينَ وَسَوْفَ يُؤْتِ اللهُ الْمُؤْمِنِينَ أَجْراً عَظِيماً “Ancak tevbe edip hâllerini düzeltenler, Allâh’a sımsıkı sarılıp dinlerini yalnız O’na has kılanlar başkadır. İşte onlar, gerçekte mü’minlerle beraberdirler ve Allâh, mü’minlere yakında büyük mükâfât verecektir.” en-Nisâ, 146 وَاللهُ يُرِيدُ أَنْ يَتُوبَ عَلَيْكُمْ وَيُرِيدُ الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الشَّهَوَاتِ أَنْ تَمِيلُوا مَيْلاً عَظِيماً “Allâh, sizin tevbenizi kabûl etmek ister; nefsânî arzularına uyanlar ise, büsbütün yoldan çıkmanızı isterler.” en-Nisâ, 27 İlâhî emirlere muhâlefet mânâsına gelen günah işleme keyfiyetinden tamâmen uzak kalınmaya çalışılsa bile, Cenâb-ı Hakk’ın nîmetlerine lâyıkıyla şükredebilmek mümkün olmadığı için, hiç kimse tevbe ve istiğfârdan müstağnî kalamaz. Bu husustaki beşerî acziyet, herkes için geçerlidir. Şâyet şükre muvaffak olunsa, bu da bir nîmet olduğundan, başka bir şükrü îcâb ettirir. Böylece şükür borcu, beşer üzerinde sonsuza kadar devâm eder. Hatâ ile me’lûf kılınan insanın bütünüyle günahlardan uzak kalması çok zordur. Kul gafleten de olsa günâha düşecek, acziyetini hissedecek ve Yüce Rabbine ilticâ edecektir. İnsanın, Rabbinin azametini ve kendi hiçliğini tam olarak idrâk etmesi bu ilticâ ve yakarışların derinliğine ve keyfiyetine bağlıdır. Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur كُلُّ بَنِي آدَمَ خَطَّاءٌ. وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ “Her insan birçok hatâ yapabilir. Fakat hatâ yapanların en hayırlısı çokça tevbe edenlerdir.” İbn-i Mâce, Zühd, 30/4251 Hatâ işleme keyfiyetinden peygamberler bile hâriç değildir. Onlar da zaman zaman hatâ yapmışlar ve Rablerine tevbe ve istiğfârda bulunmuşlardır. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurur “Bâzen kalbimin perdelendiği olur. Ama ben Allâh’a günde yüz defa istiğfâr ediyorum.” Müslim, Zikir, 41; Ebû Dâvûd, Vitir, 26 “Vallâhi ben günde yetmiş defâdan fazla Allâh’tan beni bağışlamasını diler, tevbe ederim.” Buhârî, Deavât, 3; Tirmizî, Tefsîr, 47; İbni Mâce, Edeb, 57 Ancak Rasûlullâh Efendimiz’in bu tevbe ve istiğfârı çoğu zaman bir hatâsından dolayı değil, Allâh Teâlâ’ya daha çok yakınlık kesbetmek ve O’nun rızâsını kazanmak içindir. Efendimiz her an mânevî bir terakkî içinde bulunduğundan, bir sonraki hâl ve makâmına göre daha aşağı seviyede bulunan bir önceki hâl ve makâmına istiğfâr etmiştir. Kaynak Osman Nûri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları İslam ve İhsan
Tövbe Duası Nedir? Nasıl Yapılır? İşlenen bir günahtan, bir suçtan pişmanlık duyarak bir daha yapmamaya karar vermek tövbe etmeyi gerektirmektedir. Dua ise, sıkıntıyı derdi, isteklerimizi Allah’a ilettiğimiz andır. Tövbe duası, işlediği günahtan pişman olan veya suçun bir daha tekrarlanmayacağına dair Allah’a söz vermektir. Peki tövbe nasıl edilir? Tövbe duası nedir ve nasıl edilir? Biz bu içeriğimizde günahını tekrarlamayacak iradeli müslümanlar için tövbe duasının anlamını, Arapça Türkçe okunuşunu sizler için derledik. Tövbe İstiğfar Duası Türkçe Okunuşu “Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe’l-azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve’l-hayyü’l-kayyûmü ve etûbü ileyhi, tevbete abdin zâlimin li-nefsihî, lâ yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ. Ve es-elühü’t-tevbete ve’l-mağfirete ve’l-hidâyete lenâ, innehû, hüve’t-tevvâbü’r-rahîm.” Tövbe Nasıl Edilir? Tövbe etmek için yapılması gerekenler şunlardır; Allah’a karşı işlenen günahın, suçun bilinerek bu günahtan dolayı Rab’be sığınmak tamamen teslim olmak ve pişman hissetmek gerekmektedir. İşlenen suç veya günahtan ötürü üzülmek, yaradana karşı böyle bir günah işlediğinden dolayı vicdanen rahatsız hissetmek gerekmektedir. Bir daha bu günahı veya suçu işlemeyeceğine dair kesin bir karar almış olmak gerekir. Kul hakkını ilgilendiriyorsa onunla helalleşmek lazım gelir. Tövbe İstiğfar Duası Manası “Ya rabbi! Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim, pişman oldum. Küfür, şirk, isyan, günah ve kusur her ne türlü hâl vaki oldu ise, cümlesine tevbe ettim, pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ettim. Sen bu tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup, şeytana tabi olup da aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkan verme, yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyorum ki, Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm, ahiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm, bu ikisi arasında her ne kadar peygamber gelip geçtiyse, Bunların cümlesine inandım, iman ettim, hepsi de haktır ve gerçektir. Bütün peygamberlere, onlara gönderilmiş olan İlâhi kitaplara ve içindeki emirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim, dilimle ikrar, kalbimle tasdik ediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur’ân-ı Azimüşşân ve en son Peygamber de Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’dır.” Tövbe İstiğfar Duası Ayet ve Hadisleri Tövbe, Rabbimizin bizden istediği birşeydir. "Deki; Eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne ehemmiyetiniz var." Furkan suresi ayeti ile bize kul ile Allah arasında aracısız olan bir ibadet olduğunu bildirmektedir. “De ki Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” Zümer 53 "İnsana bir darlık dokunduğu zaman yanı üzere yatarken, otururken yahut ayakta bize yalvarır, ama biz onun sıkıntısını giderince sanki kendisine dokunan bir darlıktan ötürü bize hiç yalvarmamış gibi hareket eder. İşte aşırı gidenlere yaptıkları iş böylesine süslü gösterilmiştir." Yunus, 10/12 Peygamber Efendimiz buyuruyor ki “Allah Teala Hazretleri diyor ki Ben, kulumun hakkımdaki zannı gibiyim. O, Beni andıkça; Ben onunla beraberim. O, Beni içinden anarsa; Ben de onu içimden anarım. O, Beni bir cemaat içinde anarsa; Ben de onu daha hayırlı bir cemaat içinde anarım. O, şâyet bana bir karış yaklaşacak olursa; Ben ona bir zirâ yaklaşırım. Eğer o, Bana bir zirâ yaklaşırsa; Ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim, Bana yürüyerek gelirse; Ben ona koşarak giderim. Kim, Bana şirk koşmaksızın bir arz dolusu günahla gelse; Ben de onu bir o kadar mağfiretle karşılarım.” Buharî, Müslim / Din
Güncelleme Tarihi Mart 17, 2022 1119Oluşturulma Tarihi Mart 17, 2022 1119Tövbe duası okunuşu merak ediliyor. Berat Kandili’nin gelmesi ile beraber tevbe istiğfar duası yoğun ilgi görmeye başladı. Berat Kandili 17 Mart tarihinde idrak ediliyor. İstiğfar, işlenen günahlardan ve hatalardan dolayı Allah’tan af ve mağfiret niyaz etmek demektir. Peki, tövbe duası nasıl yapılır?1/4Tevbe istiğfar duası Türkçe ve Arapça okunuşu araştırılıyor. Berat Kandili bugün idrak ediliyor. Berat gecesi Müslümanlarca kutsal sayılmış, bu gecenin diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibadet edilmesi âdet halini almıştır. Tevbe etmek de yapılan ibadetlerden biridir. Kaynaklarda içeriği bakımından istiğfar anlamı taşıyan pek çok dua bulunmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de tövbe edenler İSTİĞFAR DUASI ARAPÇA OKUNUŞUEstağfirullah, Estağfirullah, Estağfirullahe'l-azim el-kerim. ellezi lâ ilahe illa huve'l-hayyü'l-kayyumü ve etubü ileyhi tevbete abdin zalimin li- nefsihi, la yemlikü li-nefsihi mevten vela hayaten vela nüşüra-h. Ve es-elühü't - tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidayete lena, innehu, hüve't-tevvabü'r-rahim3/4TÖVBE İSTİĞFAR DUASI TÜRKÇE OKUNUŞU VE ANLAMIYa Rabbi! Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan ve bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma karşı tövbe ettim, pişman oldum. Küfür, şirk, isyan, günah ve kusur her ne türlü hâl vaki oldu ise, cümlesine tövbe ettim, pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm-ü cezm-ü kast ettim. Sen bu tövbemi kabul eyle. Nefsime uyup, şeytana tabi olup da aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkan verme, Yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyorum ki, Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm, ahiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm, bu ikisi arasında her ne kadar peygamber gelip geçtiyse, Bunların cümlesine inandım, iman ettim, hepsi de haktır ve gerçektir. Bütün peygamberlere, onlara gönderilmiş olan İlâhi kitaplara ve içindeki emirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim, dilimle ikrar, kalbimle tasdik ediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur’ân-ı Azimüşşân ve en son Peygamber de Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’ EFENDİMİZİN TEVBE DUASIHz. Peygamberin “Seyyidü’l-istiğfâr” İstiğfârın en güzeli diye nitelediği dua şöyledir Allah’ım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben Senin kulunum; gücüm yettiği kadarıyla Senin ahdin ve va’din üzere bulunuyorum. Yaptığım fenalıkların şerrinden Sana sığınırım. Üzerimde olan nimetlerini itiraf ederim; günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla; çünkü Senden başka hiçbir kimse günahları bağışlamaz. Buhârî, Deavât, 2 Aslında kişinin Rabbine yönelerek içinden geldiği gibi dile getirdiği her türlü bağışlanma duası zaten bir istiğfardır.
Tevbe Suresi – 186. Sayfa – 10. Cüzün 2. Hizbi Tevbe Suresi – 187. Sayfa – 10. Cüzün 2. Hizbi Tevbe Suresi – 188. Sayfa – 10. Cüzün 2. Hizbi Tevbe Suresi – 189. Sayfa – 10. Cüzün 2. Hizbi Tevbe Suresi – 190. Sayfa – 10. Cüzün 2. Hizbi Tevbe Suresi – 191. Sayfa – 10. Cüzün 3. Hizbi Tevbe Suresi – 192. Sayfa – 10. Cüzün 3. Hizbi Tevbe Suresi – 193. Sayfa – 10. Cüzün 3. Hizbi Tevbe Suresi – 194. Sayfa – 10. Cüzün 3. Hizbi Tevbe Suresi – 195. Sayfa – 10. Cüzün 4. Hizbi Tevbe Suresi – 196. Sayfa – 10. Cüzün 4. Hizbi Tevbe Suresi – 197. Sayfa – 10. Cüzün 4. Hizbi Tevbe Suresi – 198. Sayfa – 10. Cüzün 4. Hizbi Tevbe Suresi – 199. Sayfa – 10. Cüzün 4. Hizbi Tevbe Suresi – 200. Sayfa – 10. Cüzün 4. Hizbi Tevbe Suresi – 201. Sayfa – 11. Cüzün 1. Hizbi Tevbe Suresi – 202. Sayfa – 11. Cüzün 1. Hizbi Tevbe Suresi – 203. Sayfa – 11. Cüzün 1. Hizbi Tevbe Suresi – 204. Sayfa – 11. Cüzün 1. Hizbi Tevbe Suresi – 205. Sayfa – 11. Cüzün 1. Hizbi Tevbe Suresi – 206. Sayfa – 11. Cüzün 2. Hizbi Tevbe Suresi Arapça ve Türkçe Oku minallâhi ve resûlihî ilâllezîne âhedtum minel muşrikîn muşrikîne. fil ardı erbeate eşhurin va’lemû ennekum gayru mu’cizîllâhi ve ennallâhe muhzîl kâfirînkâfirîne. ezanun minallâhi ve resûlihî ilân nâsi yevmel haccıl ekberi ennallâhe berîun minel muşrikîne ve resûluhu, fe in tubtum fe huve hayrun lekum, ve in tevelleytum fa’lemû ennekum gayru mu’cizîllâh mu’cizîllâhi, ve beşşirillezîne keferû bi azâbin elîmelîmin. âhedtum minel muşrikîne summe lem yankusûkum şey’en ve lem yuzâhirû aleykum ehaden fe etimmû ileyhim ahdehum ilâ muddetihim, innallâhe yuhıbbul muttekîn muttekîne. izânselehal eşhurul hurumu faktulûl muşrikîne haysu vecedtumûhum ve huzûhum vahsurûhum vak’udû lehum kulle marsad marsadin, fe in tâbû ve ekâmûs salâte ve âtûz zekâte fe hallû sebîlehum, innallâhe gafûrun rahîmrahîmun. in ehadun minel muşrikînestecâreke fe ecirhu hattâ yesmea kelâmallâhi summe eblighu me’menehu, zâlike bi ennehum kavmun lâ ya’lemûnya’lemûne. yekûnu lil muşrikîne ahdun indallâhi ve inde resûlihî illâllezîne âhedtum indel mescidil harâmharâmi, fe mâstekâmû lekum festekîmû lehum, innallâhe yuhıbbul muttekînmuttekîne. ve in yazherû aleykum lâ yerkubû fîkum illen ve lâ zimmet zimmeten, yurdûnekum bi efvâhihim ve te’bâ kulûbuhum, ve ekseruhum fâsikûnfâsikûne. bi âyâtillâhi semenen kalîlen fe saddû an sebîlihî, innehum sâe mâ kânû ya’melûnya’melûne. yerkubûne fî mu’minin illen ve lâ zimmehzimmeten, ve ulâike humul mu’tedûnmu’tedûne. in tâbû ve ekâmus salâte ve âtuz zekâte fe ıhvânukum fîd dîn dîni, ve nufassılul âyâti li kavmin ya’lemûnya’lemûne. in nekesû eymânehum min ba’di ahdihim ve taanû fî dînikum fe kâtilû eimmetel kufri innehum lâ eymâne lehum leallehum yentehûnyentehûne. lâ tukâtilûne kavmen nekesû eymânehum ve hemmû bi ihrâcir resûli ve hum bedeûkum evvele merrahmerratin, e tahşevnehum, fallâhu ehakku en tahşevhu in kuntum mu’minînmu’minîne. yuazzibhumullâhu bi eydîkum ve yuhzihim ve yansurkum aleyhim ve yeşfi sudûre kavmin mu’minînmu’minîne. yuzhib gayza kulûbihim, ve yetûbullâhu alâ men yeşâu, vallâhu alîmun hakîmhakîmun. hasibtum en tutrekû ve lemmâ ya’lemillâhullezîne câhedû minkum ve lem yettehızû min dûnillâhi ve lâ resûlihî ve lâl mu’minîne velîcehvelîceten, vallâhu habîrun bi mâ ta’melûnta’melûne. kâne lil muşrikîne en ya’murû mesâcidallâhi şâhidîne alâ enfusihim bil kufrkufri, ulâike habitat a’mâluhum ve fîn nâri hum hâlidûn hâlidûne. ya’muru mesâcidallâhi men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve ekâmes salâte ve âtez zekâte ve lem yahşe illâllâhe fe asâ ulâike en yekûnû minel muhtedînmuhtedîne. cealtum sikâyetel hâcci ve ımâratel mescidil harâmi ke men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve câhede fî sebilillâhsebilillâhi, lâ yestevûne indallâhindallâhi, vallâhu lâ yehdîl kavmez zâlimînzâlimîne. âmenû ve hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi bi emvâlihim ve enfusihim a’zamu dereceten indallâhindallâhi ve ulâike humul fâizûn fâizûne. rabbuhum bi rahmetin minhu ve rıdvânin ve cennâtin lehum fîhâ naîmun mukîmmukîmun. fîhâ ebedâebeden, innallâhe indehû ecrun azîm azîmun. eyyuhâllezîne âmenû lâ tettehızû âbâekum ve ihvânekum evliyâe inistehabbûl kufre alâl îmâni, ve men yetevellehum minkum fe ulâike humuz zâlimûnzâlimûne. in kâne âbâukum ve ebnâukum ve ıhvânukum ve ezvâcukum ve aşîretukum ve emvâlunıktereftumûhâ ve ticâratun tahşevne kesâdehâ ve mesâkinu terdavnehâ ehabbe ileykum minallâhi ve resûlihî ve cihâdin fî sebîlihî fe terabbesû hattâ ye’tiyallâhu bi emrihî, vallâhu lâ yehdîl kavmel fasikînfasikîne. nasarakumullâhu fî mevâtıne kesîratin ve yevme huneynin iz a’cebetkum kesretukum fe lem tugni ankum şey’en ve dâkat aleykumul ardu bi mâ rahubet summe velleytum mudbirînmudbirîne. enzelallâhu sekînetehu alâ resûlihî ve alâl mu’minîne ve enzele cunûden lem terevhâ ve azzebellezîne keferû ve zâlike cezâul kâfirînkâfirîne. yetûbullâhu min ba’di zâlike alâ men yeşâu, vallâhu gafûrun rahîmrahîmun. eyyuhâllezîne âmenû innemâl muşrikûne necesun fe lâ yakrabûl mescidel harâme ba’de âmihim hâzâ ve in hıftum ayleten fe sevfe yugnîkumullâhu min fadlihî in şâe, innallâhe alîmun hakîmhakîmun. lâ yu’minûne billâhi ve lâ bil yevmil âhıri ve lâ yuharrimûne mâ harramallâhu ve resûluhu ve lâ yedînûne dînel hakkı minellezîne ûtûl kitâbe hattâ yu’tûl cizyete an yedin ve hum sâgirûnsâgirûne. kâletil yahûdu uzeyrunibnullâhi ve kâletin nasârâl mesîhubnullâhmesîhubnullâhi zâlike kavluhum bi efvâhihim yudâhiûne kavlellezîne keferû min kablu kâtelehumullâhkâtelehumullâhu ennâ yu’fekûnyu’fekûne. ahbârahum ve ruhbânehum erbâben min dûnillâhi vel mesîhabne meryemmeryeme, ve mâ umirû illâ li ya’budû ilâhen vâhidâ vâhiden,lâ ilâhe illâ huve, subhânehu ammâ yuşrikûnyuşrikûne. en yutfîû nûrallâhi bi efvâhihim ve ye’ballâhu illâ en yutimme nûrahu ve lev kerihel kâfirûnkâfirûne. ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirahu alâd dîni kullihî ve lev kerihel muşrikûnmuşrikûne. eyyuhâllezîne âmenû inne kesîran minel ahbâri ver ruhbâni le ye’kulûne emvâlen nâsi bil bâtıli ve yasuddûne an sebîlillâhsebîlillâhi, vellezîne yeknizûnez zehebe vel fıddate ve lâ yunfikûnehâ fî sebîlillâhi fe beşşirhum bi azâbin elîmelîmin. yuhmâ aleyhâ fî nâri cehenneme fe tukvâ bihâ cibâhuhum ve cunûbuhum ve zuhûruhum, hâzâ mâ keneztum li enfusikum fe zûkû mâ kuntum teknizûnteknizûne. iddeteş şuhûri indallâhisnâ aşera şehren fî kitâbillâhi yevme halakas semâvâti vel arda minhâ erbeatun hurumhurumun zâliked dînul kayyimu fe lâ tazlimû fîhinne enfusekum ve kâtilûl muşrikîne kâffeten kemâ yukâtilûnekum kâffehkâffeten, va’lemû ennallâhe meal muttekînmuttekîne. nesîu ziyâdetun fîl kufri yudallu bihillezîne keferû yuhillûnehu âmen ve yuharrimûnehu âmen li yuvâtiû iddete mâ harramallâhu fe yuhillû mâ harramallâhharramallâhu, zuyyine lehum sûu a’mâlihim, vallâhu lâ yehdîl kavmel kâfirînkâfirîne. eyyuhâllezîne âmenû mâ lekum izâ kîle lekumunfirû fî sebîlillâhissâkaltum ilâl ardardı, e radîtum bil hayâtid dunyâ minel âhirahâhirati, fe mâ metâul hayâtid dunyâ fîl âhirati illâ kalîlkalîlun. tenfirû yuazzibkum azâben elîmen ve yestebdil kavmen gayrakum ve lâ tedurrûhu şey’â şey’en, vallâhu alâ kulli şey’in kadîrkadîrun. tensurûhu fe kad nasarahullâhu iz ahracehullezîne keferû sâniyesneyni iz humâ fîl gâri iz yekûlu li sâhibihî lâ tahzen innallâhe meanâ, fe enzelallâhu sekînetehu aleyhi ve eyyedehu bicunûdin lem terevhâ ve ceale kelimetellezîne keferûs suflâ, ve kelimetullâhi hiyel ulyâ vallâhu azîzun hakîm hakîmun. hıfâfen ve sikâlen ve câhidû bi emvâlikum ve enfusikum fî sebîlillâhsebîlillâhi, zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûnta’lemûne. kâne aradan karîben ve seferen kâsıden lettebeûke ve lâkin beudet aleyhimuş şukkatşukkatu, ve se yahlifûne billâhi levisteta’nâ le haracnâ meakum, yuhlikûne enfusehum, vallâhu ya’lemu innehum le kâzibûnkâzibûne. anke, lime ezinte lehum hattâ yetebeyyene lekellezîne sadakû ve ta’lemel kâzibînkâzibîne. yeste’zinukellezîne yu’minûne billâhi vel yevmil âhiri en yucâhidû bi emvâlihim ve enfusihim, vallâhu alîmun bil muttakînmuttakîne. yeste’zinukellezîne lâ yu’minûne billâhi vel yevmil âhiri vertâbet kulûbuhum fe hum fî raybihim yeteraddedûnyeteraddedûne. lev erâdûl hurûce le eaddû lehû uddeten ve lâkin kerihallâhunbiâsehum fe sebbetahum ve kîlak’udû meal kâidîn kâidîne. haracû fîkum mâ zâdûkum illâ habâlen ve le evdaû hılâlekum yebgûnekumul fitnehfitnete, ve fîkum semmâûne lehum, vallâhu alîmun biz zâlimînzâlimîne. fîtnete min kablu ve kallebû lekel umûre hattâ câel hakku ve zahere emrullâhi ve hum kârihûnkârihûne. minhum men yekûlu’zen lî ve lâ teftinnî, e lâ fîl fitneti sekatû, ve inne cehenneme le muhîtatun bil kâfîrînkâfîrîne. tusıbke hasenetun tesu’hum, ve in tusıbke musîbetun yekûlû kad ehaznâ emrenâ min kablu ve yetevellev ve hum ferihûnferihûne. len yusîbenâ illâ mâ keteballâhu lenâ, huve mevlânâ, ve alâllâhi felyetevekkelil mu’minûnmu’minûne. hel terabbesûne binâ illâ ıhdâl husneyeynhusneyeyni ve nahnu neterabbesu bikum en yusîbekumullâhu bi azâbin min indihî ev bi eydînâ, fe terabbasû innâ meakum muterabbisûnmuterabbisûne. enfikû tav’an ev kerhen len yutekabbele minkum, innekum kuntum kavmen fâsikînfâsikîne. mâ meneahum en tukbele minhum nefekâtuhum illâ ennehum keferû billâhi ve bi resûlihî ve lâ ye’tûnes salâte illâ ve hum kusâlâ ve lâ yunfikûne illâ ve hum kârihûnkârihûne. lâ tu’cibke emvâluhum ve lâ evlâduhum, innemâ yurîdullâhu li yuazzibehum bihâ fîl hayâtid dunyâ ve tezheka enfusuhum ve hum kâfirûnkâfirûne. yahlifûne billâhi innehum le minkum, ve mâ hum minkum ve lâkinne hum kavmun yefrakûnyefrakûne. yecidûne melceen ev magârâtin ev muddehalen le vellev ileyhi ve hum yecmehûnyecmehûne. minhum men yelmizuke fîs sadakâtsadakâti, fe in u’tû minhâ radû ve in lem yu’tav minhâ îzâ hum yeshatûnyeshatûne. lev ennehum radû mâ âtâhumullâhu ve resûluhu ve kâlû hasbunâllâhu se yu’tinâllâhu min fadlihî ve resûluhû innâ ilâllâhi râgıbûnrâgıbûne. sadakâtu lil fukarâi vel mesakîni vel âmilîne aleyhâ vel muellefeti kulûbuhum ve fîr rikâbi vel gârimîne ve fî sebîlillâhi vebnis sebîlvebnis sebîli, farîdaten minallâhminallâhi, vallâhu alîmun hakîmhakîmun. minhumullezîne yu’zûnen nebiyye ve yekûlûne huve uzunuzunun, kul uzunu hayrin lekum yu’minu billâhi ve yu’minu lil mu’minîne ve rahmetun lillezîne âmenû minkum, vellezîne yu’zûne resûlallâhi lehum azâbun elîmelîmun. billâhi lekum li yurdûkum, vallâhu ve resûluhû ehakku en yurdûhu in kânû mu’minînmu’minîne. lem ya’lemû ennehu men yuhâdidillâhe ve resûlehu fe enne lehu nâre cehenneme hâliden fîhâ, zâlikel hızyul azîmazîmu. munâfikûne en tunezzele aleyhim sûretun tunebbiuhum bi mâ fî kulûbihim, kulistehziu, innallâhe muhricun mâ tahzerûntahzerûne. le in seeltehum le yekûlunne innemâ kunnâ nahûdu ve nel’abnel’abu, kul e billâhi ve âyâtihî ve resûlihî kuntum testehziûn testehziûne. ta’tezirû kad kefertum ba’de îmânikum, in na’fu an tâifetin minkum nuazzib tâifeten bi ennehum kânû mucrimînmucrimîne. munâfikûne vel munâfikâtu ba’duhum min ba’din, ye’murûne bil munkeri ve yenhevne anil ma’rûfi ve yakbidûne eydiyehum nesûllâhe fe nesiyehum innel munâfıkîne humul fâsikûnfâsikûne. munâfikîne vel munâfikâti vel kuffâre nâre cehenneme hâlidîne fîhâ hiye hasbuhum, ve leanehumullâhleanehumullâhu ve lehum azâbun mukîm mukîmun. min kablikum kânû eşedde minkum kuvveten ve eksere emvâlen ve evlâdâevlâden, festemteû bi halâkihim, festemta’tum bi halâkikum kemâstemteallezîne min kablikum bi halâkihim ve hudtum kellezî hâdû, ulâike habitat a’mâluhum fîd dunyâ vel âhirahâhirati, ve ulâike humul hâsirûn hâsirûne. lem ye’tihim nebeullezîne min kablihim kavmi nuhin ve âdn ve semûde ve kavmi ibrâhîme ve ashâbi medyene vel mu’tefikâtmu’tefikâti, etethum rusuluhum bil beyyinatbeyyinati, fe mâ kânallâhu li yazlimehum ve lâkin kânû enfusehum yazlimûnyazlimûne. mu’minûne vel mu’minâtu ba’duhum evlîyâu ba’din, ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve yutîûnallâhe ve resûlehu, ulâike se yerhamuhumullâh yerhamuhumullâhu, innallâhe azîzun hakîmhakîmun. mu’minîne vel mu’minâti cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ve mesâkine tayyibeten fî cennâti adnin, ve rıdvânun minallâhi ekberekberu, zâlike huvel fevzul azîmazîmu. eyyuhân nebiyyu câhidil kuffâra vel munâfikîne vagluz aleyhim, ve me’vâhum cehennemcehennemu, ve bi’sel masîrmasîru. billâhi mâ kâlû, ve lekad kâlû kelimetel kufri ve keferû ba’de islâmihim ve hemmû bi mâ lem yenâlû, ve mâ nekamû illâ en agnâhumullâhu ve resûluhu min fadlihi, fe in yetûbû yeku hayran lehum, ve in yetevellev yuazzibhumullâhu azâben elîmen fîd dunyâ vel âhirahâhirati, ve mâ lehum fîl ardı min veliyyin ve lâ nasîrnasîrin. minhum men âhedallâhe le in âtânâ min fadlihî le nessaddekanne ve le nekûnenne mines sâlihînsâlihîne. lemmâ âtâhum min fadlihî bahılû bihî ve tevellev ve hum mu’ridûnmu’ridûne. a’kabehum nifâkan fî kulûbihim ilâ yevmi yelkavnehu bi mâ ahlefullâhe mâ vaadûhu ve bi mâ kânû yekzibûnyekzibûne. lem ya’lemû ennallâhe ya’lemu sırrahum ve necvâhum ve ennallâhe allâmul guyûbguyûbi. yelmizûnel muttavviîne minel mu’minîne fîs sadakâti vellezîne lâ yecidûne illâ cuhdehum fe yesharûne minhum, sehirallâhu minhum, ve lehum azâbun elîmelîmun. lehum ev lâ testagfir lehum, in testagfir lehum seb’îne merraten fe len yagfirallâhu lehum, zâlike bi ennehum keferû billâhi ve resûlihi, vallâhu lâ yehdîl kavmel fâsikînfâsikîne. muhallefûne bi mak’adihim hılâfe resûlillâhi ve kerihû en yucâhidû bi emvâlihim ve enfusihim fî sebîlillâhi ve kâlû lâ tenfirû fîl harrharri, kul nâru cehenneme eşeddu harrâharran, lev kânû yefkahûnyefkahûne. yadhakû kalîlen vel yebkû kesîrâkesîran, cezâen bi mâ kânû yeksibûnyeksibûne. in receakallâhu ilâ tâifetin minhum feste’zenûke lil hurûci fe kul len tahrucû maiye ebeden ve len tukâtilû maiye aduvvaduvven, innekum radîtum bil kuûdi evvele merratin fak’udû meal hâlifînhâlifîne. lâ tusalli alâ ehadin minhum mâte ebeden ve lâ tekum alâ kabrihi, innehum keferû billâhi ve resûlihî ve mâtû ve hum fâsikûn fâsikûne. lâ tu’cibke emvâluhum ve evlâduhum, innemâ yurîdullâhu en yuazzibehum bihâ fîd dunyâ ve tezheka enfusuhum ve hum kâfirûnkâfirûne. izâ unzilet sûretun en âminû billâhi ve câhidû mea resûlihiste’zeneke ulût tavli minhum ve kâlû zernâ nekun meal kâidînkâidîne. bi en yekûnû meal havâlifi ve tubia alâ kulûbihim fe hum lâ yefkahûnyefkahûne. resûlu vellezîne âmenû meahu câhedû bi emvâlihim ve enfusihim, ve ulâike lehumul hayrâtu ve ulâike humul muflihûnmuflihûne. lehum cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ, zâlikel fevzul azîmazîmu. câel muazzirûne minel a’râbi lî yu’zene lehum ve kaadellezîne kezebûllâhe ve resûlehu, se yusîbullezîne keferû minhum azâbun elîmelîmun. alâd duafâi ve lâ alâl merdâ ve lâ alâllezîne lâ yecidûne mâ yunfikûne haracun izâ nasahû lillâhi ve resûlihî, mâ alâl muhsinîne min sebîlsebîlin, vallâhu gafûrun rahîmrahîmun. lâ alâllezîne izâ mâ etevke li tahmilehum kulte lâ ecidu mâ ahmilukum aleyhi tevellev ve a’yunuhum tefîdu mined dem’i hazenen ellâ yecidû mâ yunfikûnyunfikûne. sebîlu alâllezîne yeste’zinûneke ve hum agniyâu, radû bi en yekûnû meal havâlifi ve tabeallâhu alâ kulûbihim fe hum lâ ya’lemûnya’lemûne. ileykum izâ reca’tum ileyhim, kul lâ ta’tezirû len nu’mine lekum kad nebbe enallâhu min ahbârikum, ve se yerâllâhu amelekum ve resûluhu summe tureddûne ilâ âlimil gaybi veş şehâdetî fe yunebbiukum bi mâ kuntum ta’melûnta’melûne. yahlifûne billâhi lekum izânkalebtum ileyhim li tu’ridû anhum, fe a’rıdû anhum, innehum ricsun ve me’vâhum cehennem cehennemu, cezâen bi mâ kânû yeksibûnyeksibûne. lekum li terdav anhum, fe in terdav anhum fe innallâhe lâ yerdâ anil kavmil fâsikînfâsikîne. a’râbu eşeddu kufran ve nifâkan ve ecderu ellâ ya’lemû hudûde mâ enzelallâhu alâ resûlihî, vallâhu alîmun hakîmhakîmun. minel a’râbi men yettehızu mâ yunfiku magramen ve yeterabbesu bi kumud devâirdevâire, aleyhim dâiratus sev’i, vallâhu semîun alîmalîmun. minel a’râbî men yu’minu billâhi vel yevmil âhıri ve yettehızu mâ yunfiku kurubâtin indallâhi ve salavâtir resûlresûli, e lâ innehâ kurbetun lehum, se yudhıluhumullâhu fî rahmetihî, innallâhe gafûrun rahîmrahîmun. sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ihsânin radıyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehâl enhâru hâlidîne fîhâ ebedâebeden, zâlikel fevzul azîmazîmu. mimmen havlekum minel a’râbi munâfikûnmunâfikûne, ve min ehlil medîneti meredû alân nifâkı lâ ta’lemuhum, nahnu na’lemuhum, se nuazzibuhum merrateyni summe yuraddûne ilâ azâbin azîmazîmin. âharûne’terefû bi zunûbihim haletû amelen sâlihan ve âhara seyyiâseyyien, asâllâhu en yetûbe aleyhim, innallâhe gafûrun rahîmrahîmun. min emvâlihim sadakaten tutahhiruhum ve tuzekkîhim bihâ ve salli aleyhim, inne salâteke sekenun lehum, vallâhu semîun alîmalîmun. lem ya’lemû ennallâhe huve yakbelut tevbete an ibâdihî ve ye’huzus sadakâti ve ennallâhe huvet tevvâbur rahîmrahîmu. kuli’melû fe se yerâllâhu amelekum ve resûluhu vel mu’minûnmu’minûne, ve se tureddûne ilâ âlimil gaybi veş şehâdeti fe yunebbiukum bi mâ kuntum ta’melûnta’melûne. âharûne murcevne li emrillâhi immâ yuazzibuhum ve immâ yetûbu aleyhim, vallâhu alîmun hakîmhakîmun. mesciden dırâran ve kufran ve tefrîkan beynel mu’minîne ve irsâden li men hâraballâhe ve resûlehu min kablkablu, ve le yahlifunne in erednâ illâl husnâ, vallâhu yeşhedu innehum le kâzibûnkâzibûne. tekum fîhi ebedâebeden, le mescidun ussise alât takvâ min evveli yevmin ehakku en tekûme fîhi, fîhi ricâlun yuhıbbûne en yetetahherû, vallâhu yuhıbbul muttahhirînmuttahhirîne. fe men essese bunyânehu alâ takvâ minallâhi ve rıdvânin hayrun em men essese bunyânehu alâ şefâ curufin hârin fenhâra bihî fî nâri cehennemcehenneme, vallâhu lâ yehdîl kavmez zâlimînzâlimîne. yezâlu bunyânuhumullezî benev rîbeten fî kulûbihim illâ en tekattaa kulûbuhum, vallâhu alîmun hakîmhakîmun. minel mu’minîne enfusehum ve emvâlehum bi enne lehumul cennehcennete, yukâtilûne fî sebîlillâhi fe yaktulûne ve yuktelûne va’den aleyhi hakkan fît tevrâti vel incîli vel kur’ânkur’âni, ve men evfâ bi ahdihî minallâhi, festebşirû bi bey’ıkumullezî bâya’tum bihî, ve zâlike huvel fevzul azîmazîmu. tâibûnel âbidûnel hâmidûnes sâihûner râkiûnes sâcidûnel âmirûne bil ma’rûfi ven nâhûne anil munkeri vel hâfizûne li hudûdillâh hudûdillâhi, ve beşşiril mu’minîn mu’minîne. kâne lin nebiyyi vellezîne âmenû en yestagfirû lil muşrikîne ve lev kânû ulî kurbâ min ba’di mâ tebeyyene lehum ennehum ashâbul cahîmcahîmi. mâ kânestigfâru ibrâhîme li ebîhi illâ an mev’ıdetin vaadehâ iyyâhu, fe lemmâ tebeyyene lehû ennehu aduvvun lillâhi teberree minhu, inne ibrâhîme le evvâhun halîmhalîmun. mâ kânallâhu li yudılle kavmen ba’de iz hedâhum hattâ yubeyyine lehum mâ yettekûnyettekûne, innallâhe bi kulli şey’in alîmalîmun. lehu mulkus semâvâti vel ardardı, yuhyî ve yumîtyumîtu, ve mâ lekum min dûnillâhi min veliyyin ve lâ nasîrnasîrin. tâballâhu alân nebiyyi vel muhâcirîne vel ensârillezînettebeûhu fî sâatil usrati min ba’di mâ kâde yezîgu kulûbu ferîkın minhum summe tâbe aleyhim, innehu bihim raûfun rahîmrahîmun. alâs selâsetillezîne hullifû, hattâ izâ dâkat aleyhimul ardu bimâ rahubet ve dâkat aleyhim enfusuhum ve zannû en lâ melcee minallâhi illâ ileyhi, summe tâbe aleyhim li yetûbû, innallâhe huvet tevvâbur rahîmrahîmu. eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn sâdikîne. kâne li ehlil medîneti ve men havlehum minel a’râbi en yetehallefû an resûlillâhi ve lâ yergabû bi enfusihim an nefsihî, zâlike bi ennehum lâ yusîbuhum zameun ve lâ nasabun ve lâ mahmesatun fî sebîlillâhi ve lâ yetaûne mevtıan yagîzul kuffâra ve lâ yenâlûne min aduvvin neylen illâ kutibe lehum bihî amelun sâlihsâlihun, innallâhe lâ yudîu ecrel muhsinînmuhsinîne. lâ yunfikûne nefakaten sagîraten ve lâ kebîraten ve lâ yaktaûne vâdien illâ kutibe lehum lî yeczîyehumullâhu ahsene mâ kânû ya’melûnya’melûne. mâ kânel mu’minûne li yenfirû kâffehkâffeten, fe lev lâ nefere min kulli firkatin minhum tâifetun li yetefekkahû fîd dîni ve li yunzirû kavmehum izâ receû ileyhim leallehum yahzerûnyahzerûne. eyyuhâllezîne âmenû kâtilûllezîne yelûnekum minel kuffâri velyecidû fîkum gilzahgilzaten, va’lemû ennallâhe meal muttakînmuttakîne. îzâ mâ unzilet sûretun fe minhum men yekûlu eyyukum zâdethu hâzihî îmânâîmânen, fe emmâllezîne âmenû fe zâdethum îmânen ve hum yestebşirûnyestebşirûne. emmâllezîne fî kulûbihim maradun fe zâdethum ricsen ilâ ricsihim ve mâtû ve hum kâfirûnkâfirûne. ve lâ yerevne ennehum yuftenûne fî kulli âmin merraten ev merrateyni summe lâ yetûbûne ve lâ hum yezzekkerûnyezzekkerûne. îzâ mâ unzilet sûretun nazara ba’duhum ilâ ba’din, hel yerâkum min ehadin summensarafû, sarafallâhu kulûbehum bi ennehum kavmun lâ yefkahûnyefkahûne. câekum resûlun min enfusikum azîzazîzun, aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîmrahîmun. in tevellev fe kul hasbiyallâhhasbiyallâhu, lâ ilâhe illâ hûve, aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîmazîmi.
tevbe istiğfar duası arapça harekeli