Öz Makalemizde ilimler tasnifi literatürü bağlamında ahlâk ilminin yerinin ne olduğunu tartışacağız. Çalışmamızda ahlâkın biri felsefî, diğeri de dinî bir ilim olduğu iddiasını ortaya koyan metinlerden hareketle iki temel yaklaşım üzerinde durmayı
ÜnlüFilozofların Sözleri • Aklımda merak, şüphe ve saygı uyandıran iki şey vardır: Üzerimde yıldız gibi parlayan cennet ve içimdeki ahlak yasası. • Aydınlanma; kişinin kendi aklını kullanmaya cüret etmesidir. • Başkalarını kendi amaçlarını gerçekleştirmek için araç olarak görme. • Bilgi deneyle başlar ama deneyden doğmaz. • Bizler sırlarla dolu bir
1. Eylemler, eyleme temel olan, eylemi ortaya koyan düşünüşün niteliğine göre değerlidir ya da değildir. 2. Sonucuna ya da başarısına göre bir eylem ahlak bakımından değerlidir ya da değildir. İkincide eylemi ahlaksal değerli yapan, iyiyi ortaya koyması, iyiyi yaratmasıdır, arkasındaki düşünüş ne olursa olsun.
Martin Heidegger. Bir kimsenin düşüncesini açıklayamaması köleliktir. Euripides. Dünyada görmeyi istediğiniz değişimin kendisi olunuz. Mahatma Gandhi. İnsan “ne ise o olmayı” reddeden tek yaratıktır. Albert Camus. Devlet olmadan insanın yaşamı yalnız, fakir, mutsuz ve kısadır. Thomas Hobbes.
Filozof Nedir? Okulda, filmlerde ve günlük hayatın belirli alanlarında zaman zaman kulağa gelen filozof kelimesinin felsefe ile ilişkisi olduğu az çok tahmin edilebilir. Buna göre filozof nedir? sorusunun cevabı da bu tahmini doğrulamaktadır. Felsefe ile uğraşan ve felsefenin gelişiminde çeşitli katkıları olan kişilere filozof adı verilmektedir. Sakin ve kendi halinde
Kant. Kant ’a göre ise ahlaki eylemin amacı mutluluk değil “ödev” olmalıdır. Ödev, iyiyi istemedir. Bunun gerçekleşmesi ya da gerçekleşmemesi önemli değildir. Ona göre bir eylem, “ödev” duygusundan dolayı gerçekleştirilmişse, ahlakidir. Kant’a göre bir eylemin gerisindeki ilke, eylemin kendisinden ve sonucundan
ge3L. Friedrich Schiller Akıl ve dirayetin ak saçlılarınki gibi; ama yüreğin masum çocukluk yüreği Schiller Akıl ve dirayetin ak saçlılarınki gibi; ama yüreğin masum çocukluk yüreği Shakespeare Aklın bağlamadığı dostluğu, akılsızlık kolayca Einstein İnsan, aklın sınırlarını zorlamadıkça, hiçbir şeye Yeryüzünün iki gücü vardır Akıl ve kılıç, çoğu zaman akıl kılıcı Akıllı bir insanın dünyası, bütün İkbal Akıl maddeyi, madde kalbi fetih Mevlana İnsan akılla pîr olur, saçı sakalı ağarmakla Aurelius Aklın gücüne, hiçbir engel karşı Akıl bilgiden mahrumsa, en büyük filozoflarda bile, son derece dengesiz bir Twain Akıl sağlığı ve mutluluk birlikte var Akıl, her şeyi olduğu gibi görmekten başka bir şey Gör Akıl süzgecinden geçirmeden, kalp teslim de La Rochefoucauld Akıl daima gönlün Aklın ve bilginin üç büyük düşmanı vardır Kötülük, bilgisizlik ve Atasözü Kuşu yükselten kanat, insanı yükselten Ali Akıl; nimetlerin en büyüğü, dünya ve ahret; şereflerin en Syrus Akıl başka yerde olunca, gözler kör C. Williams Yeni bir evren için bütün gereken, yeni bir Vauvenarques Doğru işlemeyen akıl keskinmiş neye yarar, saatin iyiliği koşmasında değil, doğru İnsanın akıllıca hareket edebilmesi için üç yolu vardır; birincisi, yapacağı şey üzerine düşünmektir ki bu en asil yoldur. İkincisi, önceden yapılmış iyi bir şeyi tenkit etmekle olur, bu en kolay yoldur. Üçüncüsüne gelince bu en acı yoldur, deneyerek ve uğraşarak bulduğun Serge Akıl hazır değilse, göz Mann Akıl ve mantık, ilim ve marifetle doğru orantılı olarak Bektaş-ı Veli İslam’ın temeli ahlâk, ahlâkın özü bilgi, bilginin özü de de La Rochefaucauld Bir kimseden akıllı olabiliriz; ama herkesten akıllı Mann Akıl ve mantık, ilim ve marifetle doğru orantılı olarak de Vigny Akıl, vücudun Jefferson Akıllılar, zayıf taraflarını bildiklerinden, yanılmayacaklarını ileri Wilde Akıllı bir adam kadınlar hakkında ne düşündüğünü Akıl, yalnız doğruluk ile Cariyle İnsan, talihsizlikten ve mutsuzluktan değil, akılsızlıktan Sadi Akıl, himmet, tedbir ve fikir sahibi olmayan birisinin kapıcısı; “evde kimse yoktur!- diye ne güzel Duygunun yanında akıl daima adi Mevlana Akıl; sonradan ah çekmek için değil, önceden düşünüp tedbir almak Einstein Yüksek ruhlar, her zaman sıradan akılların şiddetli muhalefetleriyle En zavallı insanlar bile, akıldan yana paylarına C. Wilson Bugünün akıllı insanı, gelecekle korkusuzca Konuşma , insanın aklını kullanma Başkalarının bilgisi ile bilgin olsak bile ancak kendi aklımızla akıllı Şehabeddin Akıl yaşta değil baştadır; ama aklı başa yaş Ciardi Aklın en büyük günahı, yeteri kadar dikkat göstermemek Ali Akıllı kimsenin lisanı kalbindedir. Düşünerek Reis Boynuzu olup da, aklı olmayan öküzden Akıl; birbirinden farklı olan şeylerin birbirlerine benzeyen yanlarını ve birbirine benzeyen şeylerin, birbirlerinden farklı yanlarını Schiller Akıl ve dirayetin ak saçlılarınki gibi; ama yüreğin masum çocukluk yüreği Schopenhauer Aklın buyruğuna girmeden, yaşamın kötülüklerine karşı başarı Einstein Tabiatta öylesine yüksek bir akıl kendini gösteriyor ki, insanın en ince düşünceleri ve buluşları bu aklın yanında sönük bir gölge gibi Shakespeare Aklın bağlamadığı dostluğu, akılsızlık kolayca Einstein İnsan, aklın sınırlarını zorlamadıkça, hiçbir şeye Yeryüzünün iki gücü vardır Akıl ve kılıç, çoğu zaman akıl kılıcı Akıllı bir insanın dünyası, bütün İkbal Akıl maddeyi, madde kalbi fetih Mevlana İnsan akılla pîr olur, saçı sakalı ağarmakla Aurelius Aklın gücüne, hiçbir engel karşı Akıl bilgiden mahrumsa, en büyük filozoflarda bile, son derece dengesiz bir Twain Akıl sağlığı ve mutluluk birlikte var Akıl, her şeyi olduğu gibi görmekten başka bir şey Gör Akıl süzgecinden geçirmeden, kalp teslim de La Rochefoucauld Akıl daima gönlün Aklın ve bilginin üç büyük düşmanı vardır Kötülük, bilgisizlik ve Atasözü Kuşu yükselten kanat, insanı yükselten Ali Akıl; nimetlerin en büyüğü, dünya ve ahret; şereflerin en Syrus Akıl başka yerde olunca, gözler kör C. Williams Yeni bir evren için bütün gereken, yeni bir Vauvenarques Doğru işlemeyen akıl keskinmiş neye yarar, saatin iyiliği koşmasında değil, doğru İnsanın akıllıca hareket edebilmesi için üç yolu vardır; birincisi, yapacağı şey üzerine düşünmektir ki bu en asil yoldur. İkincisi, önceden yapılmış iyi bir şeyi tenkit etmekle olur, bu en kolay yoldur. Üçüncüsüne gelince bu en acı yoldur, deneyerek ve uğraşarak bulduğun Serge Akıl hazır değilse, göz Mann Akıl ve mantık, ilim ve marifetle doğru orantılı olarak Bektaş-ı Veli İslam’ın temeli ahlâk, ahlâkın özü bilgi, bilginin özü de de La Rochefaucauld Bir kimseden akıllı olabiliriz; ama herkesten akıllı Mann Akıl ve mantık, ilim ve marifetle doğru orantılı olarak de Vigny Akıl, vücudun Jefferson Akıllılar, zayıf taraflarını bildiklerinden, yanılmayacaklarını ileri Wilde Akıllı bir adam kadınlar hakkında ne düşündüğünü Akıl, yalnız doğruluk ile Cariyle İnsan, talihsizlikten ve mutsuzluktan değil, akılsızlıktan Sadi Akıl, himmet, tedbir ve fikir sahibi olmayan birisinin kapıcısı; “evde kimse yoktur!- diye ne güzel Duygunun yanında akıl daima adi Mevlana Akıl; sonradan ah çekmek için değil, önceden düşünüp tedbir almak Einstein Yüksek ruhlar, her zaman sıradan akılların şiddetli muhalefetleriyle En zavallı insanlar bile, akıldan yana paylarına C. Wilson Bugünün akıllı insanı, gelecekle korkusuzca Konuşma , insanın aklını kullanma Başkalarının bilgisi ile bilgin olsak bile ancak kendi aklımızla akıllı Şehabeddin Akıl yaşta değil baştadır; ama aklı başa yaş Ciardi Aklın en büyük günahı, yeteri kadar dikkat göstermemek Ali Akıllı kimsenin lisanı kalbindedir. Düşünerek Reis Boynuzu olup da, aklı olmayan öküzden Akıl; birbirinden farklı olan şeylerin birbirlerine benzeyen yanlarını ve birbirine benzeyen şeylerin, birbirlerinden farklı yanlarını Schiller Akıl ve dirayetin ak saçlılarınki gibi; ama yüreğin masum çocukluk yüreği Schopenhauer Aklın buyruğuna girmeden, yaşamın kötülüklerine karşı başarı Einstein Tabiatta öylesine yüksek bir akıl kendini gösteriyor ki, insanın en ince düşünceleri ve buluşları bu aklın yanında sönük bir gölge gibi kalır.
Herakleitos’tan Sokrates’e, Aristoteles’ten Descartes’e binlerce yıllık felsefe tarihini, felsefe tarihinin önemli filozofları ve bu filozofların önemli sözleriyle özetlemeye çalıştık. Bu çalışmayı hazırlamak için Mathias Leboeuf’un 32 Alıntıda Felsefe Tarihi kitabından yararlandık. 1. Herakleitos 550 – 480, Aynı Suda İki Kere Yıkanamazsınız Herakleitos, düşüncesinin karmaşıklığının yanı sıra zor ve taşkın karakteri nedeniyle karanlık sıfatını fazlasıyla hakeder. Aristokrat bir aileden gelir, siyasi ve dini görevlerin tümünü reddeder. Kibirli, alıngan, çabuk öfkelenen, parlayan, insanlardan kaçan, melankolik, gururuna çok düşkün biri. Ondan geriye düşünceye ilişkin, sayısı 15’i bile bulmayan parçalar, sonraki yazarlarca derlenip günümüze ulaşır. Herakleitos değişimin, çelişkinin ve şeylerin süreksizliğinin ilk düşünürüdür. “Aynı suda iki kere yıkanamazsınız” özlü sözü, felsefenin bütününün yoğunlaşmış ve onu tam olarak yansıtan ifadesidir. Ama ne yazık ki, en yaygın bilinen çeviri filozofun düşüncesinin merkezindeki gerilimi ezip geçer. Edebi olmayan ama doğru çeviri şu olmalıydı “Aynı ırmaklara girenlerin üzerinden başka başka sular akar.” Şeylerin içinde aynıyla başka arasında bir mücadele vardır ve onları devingen kılan da budur. Her zaman aynı ırmakta yıkanırız, ama o her defasında farklı bir ırmaktır, çünkü her an yeni su gelip öncekinin yerini alır. Bütün Sokrates öncesi filozofların sorduğu “Varlıkta sonsuza kadar süren nedir?” sorusuna Herakleitos “Değişimin bizatihi kendisidir” cevabını verir. 2. Sokrates 470 – 399, Bildiğim Bir Şey Varsa, O Da Hiçbir Şey Bilmediğimdir Antik Yunan’ın Büyük Filozofu Sokrates’in Sözleri Ve Hayatı isimli yazımızı da okumanızı öneriyoruz. Sokrates felsefeye öncelikle kişiliği ve felsefe yapma tarzıyla damgasını vuran biridir. Babası heykeltraş Sophroniskos, annesi ise bilge kadın Pheranetes’tir. Dönemin tüm genç Atinalıları gibi edebiyat, müzik, jimnastik eğitimi almış, ardından sofistlerce eğitilip, İonyalı filozofların spekülasyonları arasında büyümüştür. Sokrates’in dile düşecek kadar çirkin biri olduğunu biliyoruz. Ki o zamanlar Yunanlılar için çok büyük önem taşıyan güzelliğin, insanın erdemini yüzüne yansıttığına inanılırdı. Düşünce tarihine damga vuran Sokrates’in imzasını taşıyan özlü söz budur “Bildiğim bir şey varsa, o da hiçbir şey bilmediğimdir.” Sokrates bilgelik sahibiymiş gibi duranlar ve bilgiyi tekelinde tutar görünenler arasında geniş bir araştırma yapmıştır. Politikacılar, zanaatkarlar, sanatçılar, askerler, şairler… Sokrates muhataplarının hiçbir şey bilmediği halde bildiklerini sandıklarını fark eder. Sadece fikirleri vardır, hiçbir araştırmaya dayanmaz. Cesaret gösterdiklerini düşünürler, cesaretin ne olduğunu bilmezler. Adil olduklarını düşünürler, ama adaletin ne olduğunu bilmezler. Kimileri ise aşık olduğuna inanır, aşkın ne olduğundan bihaberdir. Sokrates ise bildiğine inanmaz, tam tersine hiçbir şey bilmediğini bilir, onu insanların en bilgesi kılan da budur. Sokrates, bütün siyasi otoritelerin dayanaklarını bilgiden aldığını söyler. Oysa haklıyı haksızdan sadece logosun söz, akıl, anlam, düşünce kavramlarının tümünü kapsayan deyim ayırdığına inanan Sokrates, kendini adalet ve erdem dağıtıcısı ilan edenlerin, karar verme yetkisini kendisinden başkasına tanımayanların foyasını ortaya çıkarır. Gerçekten gerçeği arayan biri, bildiği sandığı şeylerin hiçliğini, temelde hiçbir fikri olmadığını keşfettikçe kendini sorgulamaya başlar ve kendi gerçeğini keşfetmeye koyulur. Bildiğimiz şeylerin tartışılır olması, kendimizin, hayatımızı yöneten değerlerin sorgulanması demektir, ki Sokrates’in de söylemek istediği budur. 3. Platon 427 – 348, Durumumuz Tam da Şu Yerin Dibinde Bir Çukura Tıkılıp Kalmışız, Kendimizi Yeryüzünde Sanıyoruz Platon, çok sayıda kişinin sanattan aşka, politikadan bilime, ölümden kozmoloji ve ahlaka çok çeşitli konularda görüş beyan ettiği 34 diyalog kaleme almıştır. Öğrencisiyim dediği Sokrates, bu metinlerde başat rolde, kendi adına konuşmak istemeyen varisinin sözcüsü gibidir. Bu yüzden Sokrates nerede biter, Platon nerede başlar ayırt etmek kolay değildir. Platon algılanabilir dünyanın yalan olduğu ilkesinden yola çıkar. Gördüğümüz, hissedebildiğimiz her şey yanıltıcıdır. Gerçek başka bir yerdedir. Saf, basit, sıradanlıktan arınmış, kavranabilir idealar dünyasında. Uzayın ve zamanın ötesinde, kendiliğinden var olan, duyularla değil, ruhsal olarak, anımsama yoluyla kavranabilen, duyularla yalnızca görüngüleri algılanabilen asıl gerçeklik… Platon bu idealar dünyasını ünlü mağara alegorisiyle açıklar. Durumumuz bir mağarada tutulan mahkumların durumuna benzer. Karanlıkta zincirlenmiş durumdaki bu mahkumların tek gördüğü, alevlerin önlerindeki duvara yansıttığı gölgelerden başka bir şey değildir, bunların neyin gölgesi olduğunu anlamak için dönüp bakmazlar bile. Adamlar bu karanlık koşullara alışmışlardır. Ama aralarından birini serbest bırakırsak, onu ışığa bakmaya zorlarsak, karanlığa alışmış gözleri kamaşacak, acı çekecektir. Gözleri ışığa alıştıktan sonra iyinin yüceliğini, aşkın ideayı aydınlatan güneşini seyredebilir. Mağara alegorisi bize neyi öğretir? Felsefe yolunun sarp ve zorluklarla dolu olduğunu. Acı dolu bir dönüşüm gerektiren olgudur bu, bizi tutsak alan algı, gerçekliklere artık güvenmemeyi zorunlu kılar. Mağara alegorisi günümüzde, gerçekten kaçış yolları arayan televizyon, internetin sanal dünyası, video oyunları ya da tümüyle gerçekliği yansıtma iddiasında olup da bizi ondan yoksun bırakan kamuoyu araştırmalarıdır. Felsefe sürekli tekrarlanan bir başlangıçtır, felsefede hiçbir şey tamamlanmış, bitmiş değildir. İnsanları yerin dibine gömüp tutsak alan mağara karanlığına, tekrar tekrar iner ve sırası gelen ötekileri de dönüştürür. 4. Aristotales 384 – 322, Bir Kırlangıçla Tek Bir Gün Bile Bahar Olmaz “Ve nitekim, mutluluk ve büyük sevinçler öyle bir günde ya da benzer bir küçük zaman diliminde gelmez” diye devam eder Aristotales. Babası Yunanlıların yarı barbar saydığı Makedonya Kralı II. Amintas’ın doktorudur. Aristotales, 17 yaşında Atina’ya gelip Platon’un akademisinde eğitim görmüştür. Orada ustasının ölümüne dek 20 yıl kalıp, akademinin en parlak öğrencisi olacaktır. 343 yılında, sonraki yılların Büyük İskender’i olacak oğlunun eğitmeni olarak Makedonya Kralı II. Filip’in hizmetine girer. İskender 340’da kral olduğunda Atina’ya geri döner, Platon’un akademisine rakip olarak kendi okulunu kurar. Dönemin bütün bilimlerini sistematik bir entegrasyona tabii tutması nedeniyle Aristotales’i ansiklopedistlerin ilki saymak gerekir. Sadece bir bölümünün günümüze ulaştığı Corpus’ta, mantık, etik, şiir, metafizik kendisi bu terimi kullanmasa da alanında yazıları yer alır. Kuşkusuz mutluluğu en kesin şekilde tanımlamaya çalışan Aristotales’tir. Oğluna ithaf ettiği Nicomakos’a Etik’in büyük bölümünü buna ayırır. Haz, zenginlik, onur gerçekten bizi mutlu eder mi? Aristotales’in kuşkusu vardır. Dizginsiz zevk arayışı, insanı hayvanların seviyesine alçaltır, onuruna düşkünlük iddiası ise epeyce yapay ve sadece kendini saygıyı hak eden biri olduğuna inandırmaya çalışma ihtiyacının yarattığı bir arzuymuş gibi görünür. Üstelik bizi kendimizi onurlandırmasını istediklerimize bağımlı kılar. Zenginlik iştahı ise amaç ve araçları birbirine karıştırmaktır. Hayatta başarılı olmakla, hayatı başarmak arasındaki farka ilk dikkati çeken Aristotales’tir. Aristotales’e göre insan düşünen bir hayvandır ya da en azından aklı olan hayvan. Madem ki bütün eylemler ve bütün seçimler belli bir iyiye ulaşma eğilimindedir. İnsan için iyi, kendisini tam olarak geliştirmesine izin veren aktivitedir. İnsan için iyi olan, ruhun erdemle uyum halindeki aktivitesinde ortaya çıkar. Mutluluğun, insan için iyinin Aristotalesçe tanımı budur. Dolayısıyla erdemsiz mutluluk olmaz. Filozof, erdemi her şeyin içindeki doğruyu arama çabası olarak tanımlar. Erdemli bir faaliyet hatalardan olduğu kadar, aşırılıklardan da uzak durur. Zaten, Yunanlılarda erdem ve mükemmellik aynı kelimeyle arété ile isimlendirilir. Bu yüzdendir ki, bir kırlangıçla tek bir günün bahar olması gibi mutluluk ve büyük sevinçler de tek bir günün ürünü olamaz. Mutlu olmak için zaman gerekir. Mutluluk parmak şıklatmasıyla ya da kanat çırpmasıyla gelmez. Erdemli, ihtiyatlı, bunların tümüne uygun bir davranış içinde olan biri çok mutlu olabilir. Ama birinin dışarıdaki herhangi biri sayesinde değil, doğasındaki niteliklere dayanarak çok mutlu olması mümkün mü? Bu yüzden belirtmemiz gerekir ki, çok talihli olmakla mutlu olmak birbirinden farklı şeylerdir. 5. René Descartes 1596 – 1650, Düşünüyorum Öyleyse Varım Modern felsefenin kurucusu olarak adlandırılan Descartes’in 1637’de yazdığı Yöntem Üzerine Konuşma kitabında yer alan bu özlü söz, felsefe tarihinin en ünlü sözlerinden biridir. Descartes, kraliyet kolejinde katı bir cizvit eğitimi aldıktan sonra hukuk öğrenimini tamamlar. Rennes Parlementosu’nda danışman olan babasının yolundan gitmek yerine, 1618 ve 1648 arasında Avrupa’yı paramparça eden Otuz Yıl Savaşları’nın başında, önce Maurice de Nassau’nun sonra da Bavyeralı Maximilien’in ordusuna katılarak askerlik kariyerini seçer. Bavyera’da bulunduğu sırada Kasım 1619’da gördüğü üç rüya ona bilim yolunu açar. Kendi yorumuna göre, avareliğinden ötürü azarlanır ve o an aklını teslim alan hakikat, ruhu tarafından ziyaret edilir. Ve hayranlık verici bir bilimin kurucusu olma hazırlıkları böyle başlar. Askerliği bırakıp, kendini optik, matematik ve algıyla ilgili meselelere verir. Bu epeyce hareketli formasyon yıllarında Descartes’i seyyah, yarı mistik fikirli bilim adamı, kısmen de maceracı olarak görürüz. Descartes meslekten filozof değildir, o eklektik bir zekadır, kendinden sonra otorite haline gelecekse de, hiçbir otoriteye tâbi değildir. Descartes, “İstisnasız her şeyden kuşku duymakta olan ben, kuşku duymakta olduğumdan kuşku duyamam. Çünkü kuşku duyarken kuşku diye bir şeyin var olduğunu, dolayısıyla kuşku duyan bir benliğimin var olduğunu açık ve seçik olarak bilirim” der ve böylelikle “Düşünüyorum, öyleyse varım” sonucuna ulaşır. Daha sonraki kitaplarında bu sözün farklı versiyonları olur. Bu sözdeki devrimci nitelik, formülasyondan çok Descartes’in onu kullanım biçimidir. Descartes, ilk olarak şüphe duyduğu her şeyi, açık ve seçik bir temel nokta bulana dek kenara atması gerektiğine inanmıştır. Mantık, cebir ve analitik geometri ilimlerinden etkilenerek, bunu felsefeye uyarlamıştır. Oluşturduğu yönteminin 4 temel kuralı vardır 1. Açık seçik ortada değilse, hiçbir şey doğru kabul edilmemeli. 2. Gerektiğinde zorlukları bölmek ve basit problemlere dönüştürmek gerekir. 3. Problemin karmaşıklığını kavrayalım. 4. Hiçbir şeyi unutmadığımızdan emin olalım. “Düşünüyorum, öyleyse varım” sözü Descartes’in meşhur kartezyen felsefesinin birinci ilkesi olur ve özel bir statü kazanır. 6. Friedrich Wilhelm Nietzsche 1844 – 1900, Beni Öldürmeyen Şey Beni Daha Güçlü Kılar “İnsan değilim, dinamitim ben” diyen Nietzsche, kışkırtıcı, patavatsız, esrarengiz, radikaldir, şaşırtır, hatta sinirlendirir, yanına yaklaşmak öyle kolay değildir. Çok büyük bölümü aforizmalar olarak kaleme alınan düşüncesini, basit ve kolayca okunabilir hiçbir doktrine sığdırmak mümkün değildir. Nietzsche, “Benim hep yaşadığım ve anladığım kadarıyla felsefe varlığı şaşırtıp soru sorduran her şeyi, ahlakın bugüne kadar sürgüne gönderdiği herkesi aramak için buzulların arasında ve en yüksek tepelerde yaşamaya gönüllü olmaktır.” der. Öncelikle Nietzsche’ye yapılan haksızlıklardan birine açıklama yapmamız gerekir, eğer bu yapılmazsa filozofa büyük haksızlık olur Nietzsche’nin Nazizm ve antisemitizmle Yahudi karşıtlığı ilişkisi olduğu söylemi. 1889’da Torino’da bir demans krizinden sonra bilincini yitirir ve kızkardeşi Elisabeth’in bakımıyla 11 yıl daha yaşar. 1900’de ölen Nietzsche’nin üstün insan ya da gücün iradesi gibi kavramlara kılık değiştirip yapıtından esinlenen nasyonal-sosyalist rejimden hiç haberi olmamıştır. 1930’larda Nazi Partisi’ne üye olacak kızkardeşine bilincini kaybetmeden 2 yıl önce şunları yazar “Son zamanlarda beni antisemit mektup ve gazetelerle bunalttılar. Bu partiye ki ismimden yararlanmaya bayılıyorlar duyduğum tiksintiyi mümkün olan her fırsatta dile getiririm.” Ancak Nietzsche çöküş halinde olduğuna inandığı demokrasiden pek hoşlanmadığını açıkça dile getirmiştir. Sosyalizmi ise aşağılara dizili doktrinler olduğu için reddetmiştir. Hayatını belirleyen tek şey, acı ve kabahattir. Nietzsche’ye göre toplumun geleneksel değerleri aşağılayıcı, uyuşturucu, iğdiş edici ve marazidir. İnsanı küçülten, önünü kesen, gücünü kıran şeyler. Doğru, iyi ve kötü bizi öyle koşullandırır ki, tek çare özgür ruhlar olmak için kendimizi aşmaktır. Filozofun yapmak istediği insana bir şeyleri aşmayı, iyi ve kötünün ötesinde bir hayatı yaşamayı yeniden öğretmektir, ahlakın diktasından kurtulmayı, artık köle gibi davranmamayı ve gücünün farkında olmayı. Ve işe de ilk derste şunu öğreterek başlayacaktır Beni öldürmeyen şey beni güçlendirir. 7. Epikuros 341 – 270, Haz, Mutlu Bir Hayatın Hem Başı Hem De Sonudur Epikuros’un yazdığı 300 tomardan geriye, sadece 3 mektup ve birkaç özlü söz kalmıştır. Midilli’de Lesbos Adası ve sonra Lampsakos’da Çanakkale Lapseki ilçesi yakınları öğretmenlik yapan Epikuros, 306’da Atina’da kendi adıyla anılacak Bahçe Okulu’nu kurar. Öğrencileri taparcasına sever onu ve bu durum birçok kişinin kıskançlık ve nefret duygusunu körükler. Rakipleri onu sefahat düşkünlüğü, pisboğazlık, intihalcilik fikir hırsızlığı, aşırı seks ve fahişe meraklısı olmakla, hatta kadın satıcılığıyla suçlar. Basit bir aileden geldiği söylenir. Babası ders vererek geçimini sağlar. Annesi ise yarı şifacı, yarı büyücü birisiydi. Okulu Atinalı olmayanlara, kadınlara, kölelere herkese açıktı. En önemlisi öğretisi, Platon ve Aristotales geleneğinde derin bir kopukluk yaratması, hazzı yüceltmesiydi. Epikuros bir haz filozofuydu buna kuşku yok, ancak mutluluğun kaynağını hazda görse de, öğretisini sefahat kışkırtıcılığı, arzuların nasıl tatmin edileceği ile karıştırmamak gerekir. En büyük haz ekmek ve sudan alınır, yeter ki onlara ihtiyacımız olsun der. Onun talep ettiği haz iç yaşamla alakalıdır. Epikürcülük terimi haz ve sefa düşkünlüğü onun isminden esinlense de, Epikuros Yunanca’da imdada koşmak, yardım etmek demektir. Epikuros, Tetrapharmakon adı altında topladığı ve Epikürcü mutluluk öğretisini 4 başlıkta toplar 1. Tanrılara yakarmayın Zira onlar mutludur, ölümsüzdür, hiçbir şeyi umursamazlar. İnsanların kaderleriyle neden canlarını sıksın? 2. Ölümden korkmayın O geldiğinde biz olmayacağız, biz yaşıyorsak o da gelmemiş demektir. İnsan ölümünü göremez, çünkü ölüm denen şey, bizi oluşturan atomların parçalanmasından, her türlü duygunun yok olmasından ibarettir. 3. Ağrılara dayanmak kolaydır Diyelim ki dayanılmaz bir acı duyuyoruz, bu kısa süreli olacak ve ölüm gelip o acıyı dindirecektir. Diyelim ki acımız uzun sürüyor, demek ki bu dayanılabilir bir acıdır, ya da bizi yenebilecek güçte değildir. Epikuros daha ileri giderek, “Kronik hastalıklarda insan, etinde haz da duyar, ki bu ona acı çektiren şeyden daha önemlidir” der. 4. Mutluluğa ulaşmak kolaydır Kaygıları aşmak, kargaşadan kaçınmak, kendine yetmeyi bilmek, hazdan ihtiyatlı ve ölçülü yararlanmak yeterlidir. Epikuros doğal hazları, anlamsız ve boş hazlardan ayırır. Şan şöhret sahibi olmayı, zenginlik hırsını boş ve anlamsız hazlar olarak görür. Bunlar hem yapaydır hem de kargaşaya neden olur, kalıcı tatmin sağlamaz, bunlardan kaçınmak bilgeliğe yaklaştırır bizi. 8. Epiktetos 55 – 130, Hayatta Kimi Şeylerin Varlığı Bize Bağlıdır, Kiminin İse Değildir Genellikle ve haksız yere naif bir kaderciliğin ve gerçeklerden kaçışın formülü gibi yorumlanan bu sözün neleri kapsadığını bir anda anlamak o kadar kolay değil. Özgürlüğümüzü koruyalım ve ayaklarımızın üstünde dik duralım. Herşeye rağmen, kimi şeyler bana bağlı değilse de, başıma geleceklerden ben sorumlu olamam ve dolayısıyla üzülmem de gerekmez. Epiktetos, tıpkı Sokrates gibi hiçbir şey yazmamıştır. İmparator Domitianus’un bütün filozofları Roma’dan kovmasından sonra, ünü kısa zamanda yayılan bir okul açtığı, Epir’deki günümüzde Yunanistan’ın Çamlık Çamerya bölgesi Nicopolis’te derslerini sözlü verir. Öğrencisi Arrianos, ustasının ders notlarını derler ve iki yapıt halinde yazıya geçirir. Görüşmeler derslerinin bir bölümünü aslına uygun kopyasını oluşturur. El Kitabı ise öğretisini, öğütler biçiminde ele alır. Staocu felsefeye göre, mutluluk ve bilgeliğe ulaşmak için insanın kendisini köleleştiren her şeyi aşmalıdır. Bu cümle, Epiktetos’un hayatında metaforik ve biyografik olarak anlam bulur. Zira Epiktetos filozof olmadan önce acımasızlığı ile ve uyguladığı şiddetle tanınan Epaphrodites’in kölesidir. Epiktetos’a göre durmaksızın dönüp yeniden bakılması gereken, özgür ve kendinin efendisi olmayı başarmak için bağımlılıkları aşmaya çalışmak gerekir. Muhakeme, davranış dürtüsü, arzu, tiksinti bize bağlı şeylerdir. Buna karşılık beden, maddi zenginlikler, başkalarının bizimle ilgili fikirleri ve iktidar kamu görevleri bize bağlı değildir. Filozof bütün bu şeylerin bize bağlı olmadığını varsayar. Son tahlilde yaptıklarımızın sonucu değillerse eğer, bunlar bizim dışımızda şeylerdir. Zengin olma hırsı, şan şeref peşinde koşmak, yüksek mevkilere göz dikmek, bunların hepsi denetleyemediğimiz şeylere bağlanıp kendimizi aşağılamaktır. Böyle şeylerle karşılaştığımızda tümüyle ilgisiz davranmalıyız. Bizi alt üst eden şeyler değil, şeylerle ilgili yargılarımız olduğunun farkında olmak, mutsuzluğumuzdan kendimizin sorumlu olduğunu kabul etmektir, çünkü bu sadece bize bağlıdır. Bahtsızlığımızın nedenini başkalarına ya da şeylerin üzerine atmamızın yararı olmaz. Doğayla uyumlu yaşamak, kendimizle barışık olmak, bu süreçte kabullenmeyi de beraberinde getirir. Olayların altında ezilmemek, yarattığın olay ve gelişmelerin ürünü olmak gerekir. Ne olduğunun peşine düşme, ne olduysa oldu, ama sen şunu dile, ne olacaksa olacağı gibi olsun ve hayat mutlu sürsün. Kaynak 32 Alıntıda Felsefe Tarihi, NTV Yayınları, Mathias Leboeuf
Vicdan SözleriVicdan ve merhamet ile ilgili sözleri aşağıdaki kısımda bulabilirsiniz. Filozofların hak, hukuk, adalet ve temiz vicdan ile ilgili sözlerini maddeler halinde derledik. İşte en güzel vicdan vicdanı hatırladığı müddetçe, hiçbir hata unutulmuş bize sürekli bizi izleyen biri olduğunu bencilliğinizin ne kadar dürüst oluğunun ölçütüdür. Onu dikkatle dinleyin."Fikri hür irfanı hür vicdanı hür bir şairim." - Tevfik Fikret"Her şeyde vicdan sahibi olmayan kişiye hiçbir şeyde güvenme."- Laurence Sterne"Vicdanı tertemizdi zira onu hiç kullanmamıştı."- Stanislaw Lee"Vicdan baki kaldıkça, hiçbir günah affedilmiş sayılmaz."- Stefan ZweigÇıkar konuşunca, vicdan susar."Allah’ı anmayan vicdan, hâkimsiz mahkemeye benzer."- Jean J. Rousseau"Hiçbir suçlu, kendi öz mahkemesinde beraat edemez."- Juvenalis"İyi bir vicdan, en rahat yastıktır."- C. Brentana"En mükemmel adalet, vicdandır."- Victor Hugo"Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir."- Gazi Mustafa Kemal Atatürk"İnsanlar işine gelince değil de vicdanına değince iyilik yapsalardı; bugün çıkar ilişkileri değil gerçek sevdalar yaşanırdı."- Nazım HikmetAnlamlı Vicdan SözleriKitapsız, çiçeksiz, hayvansız, vicdansız, doğrusuz insandan uzak duygularını aldırmış sanırım. Yoksa bu kadar vicdansızlık, merhametsizlik... Bilmiyorum tuhaf."Hiçbirimizin de vicdanının rahat olduğu söylenemez , herkes bir an önce uykuya dalarak vicdanındaki rahatsızlıktan kendini kurtarmaya bakıyor..."- Franz Kafka"İnsanın kendi vicdanı, sözden daha ağırdır."- GonçarovYastık değil kafa rahat olacak, döşek değil vicdan rahat olacak ve insan yorgana değil huzura sarılıp uyuyacak!"Fikri hür irfanı hür vicdanı hür bir şairim."- Tevfik Fikret"Hepimiz karanlık insanlarız kabullenin. Vicdan, ahlak? Hayır hayır. Bastırmaz isek kötülüklerimizi cenneti saran alevler gibi olur dünya."- Hilal YiğitSizi üzenlere hala selam veriyorsanız, bu vicdanınızın sadakasıdır."Her şeyde vicdan sahibi olmayan kişiye hiçbir şeyde güvenme."- Laurence SterneVe ölüm konuğum olduğu zaman, duyduğun vicdanın ayak en büyüğü; adil olmayıp adil gibi azabı korkunç bir duygu. Beklemek ise ondan daha bahanelerle bir vicdandan daha yumuşak bir yastık Onu herkes yüreğinde taşıyamaz. Dilinde, midesinde ve hatta cüzdanında yaşayanlar vardır."Vicdanı tertemizdi zira onu hiç kullanmamıştı."- Stanislaw LeeYastık değil, kafa rahat olacak. Döşek değil, vicdan rahat olacak. Ve insan yorgana değil, huzura sarılıp insanoğluna sunulmuş en güzel hediyedir. Kötülerin zekası “kurnazlık” iken iyilerin zekası vicdan ve merhamettir."Vicdan baki kaldıkça, hiçbir günah affedilmiş sayılmaz."- Stefan ZweigVicdanımız yanılmaz bir yargıçtır biz onu öldürmedikçe"Kanunlara dayanan adli muhakemelerden, daha büyük bir muhakeme vardır ki, bu da her kişinin kendi vicdanıdır."- Mahatma GandhiBugünlerde öğrendiğim en önemli şey; kalp herkeste olsa da vicdan herkese nasip konuşunca vicdan ve Vicdan Sözleri"Vicdanı tertemizdi zira onu hiç kullanmamıştı."- Stanislaw Lee"Allah’ı anmayan vicdan, hâkimsiz mahkemeye benzer."- Jean J. RousseauVicdanını kaybeden huzur aramasın."İradene hâkim ol; fakat vicdanına esir ol."- Aristoteles"Hiçbir suçlu, kendi öz mahkemesinde beraat edemez."- Juvenalis"İyi bir vicdan, en rahat yastıktır."- C. Brentana"Huzur dolu bir kalple bir parça ekmek, vicdan azabı ile beraber oIan zenginlikten, bin kere daha iyidir."- Amenemope"İradene hakim ol fakat vicdanına esir ol."- AristotelesSakın unutma; bir umut öldürür insanı, bir de ki her kalıbın içindeki insandır, insanı farklı kılan merhamettir, vicdandır. İyi olmak kolaydır. Zor olan adil olmaktır. En mükemmel adalet ise vicdandır."Vicdanımız, biz onu öldürmedikçe, yanılmaz bir yargıçtır."- Honore de Balzac"En mükemmel adalet, vicdandır."- Victor HugoVicdan ve Merhamet İle İlgili Sözler"Vicdan kalp penceresinden bakar, akıl gözünü kapasa da vicdanın gözü, daima açıktır."- Said Nursi"Vicdanlarınız sizi itham etmezse, başkalarının ithamının hiçbir değeri yoktur."- Pierre Jeanne"Her şerefli insan vicdanını yitirmektense, şerefini yitirmeyi yeğIer."- William Shakespeare"Hiçbir suçlu, kendi öz mahkemesinde beraat edemez."- JuvenalisGörevini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına, ne mazeretin çaresi, ne ilacın şifası çare getirmez."Allah’ı anmayan vicdan, hakimsiz mahkemeye benzer."- Jean J. Rousseau"Vicdan baki kaldıkça, hiçbir günah affedilmiş sayılmaz."- Stefan ZweigVicdan kalp penceresinden bakar, akıl gözünü kapasa da vicdanın gözü, daima açıktır. Said Nursi"Kötü bir işin en gizli şahidi, vicdanımızdır."- Hz. Ömer insanı üstün kılan, onu kendi arzu ve ihtiraslarından kurtaran, sadece vicdanıdır."- SamueI SmiIes"Hiçbir suçlu, kendi öz mahkemesinde beraat edemez."- JuvenalisVicdanla İlgili Özlü Sözler"Vicdan, adaletin en iyi vekilidir."- Lady Mary Montagu"Görevini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına, ne mazeretin çaresi, ne ilacın şifası çare getirmez."- Mevlana"Hayatta daima gerçekleri savun! Takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun."- Che Guevara"Kapanmayan tek yara, vicdan yarasıdır."- PubliIlus Cyrus"Görevini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına, ne mazeretin çaresi, ne ilacın şifası çare getirmez."- MevlanaHuzur dolu bir kalple bir parça ekmek, vicdan azabı ile beraber olan zenginlikten, bin kere daha öğrendiğim en önemli şey; kalp herkeste olsa da vicdan herkese nasip insanları vicdanları yönetir, bazılarını egoları ve bazılarını da gururları. Vicdan süründürür, ego kör eder, gurursa yalnız gelir de bana muhtaç kalırsanız, o gün bir insanın ne kadar vicdanı olmazsa o kadar vicdansız olacağım. Bana kalmayın yine siz. Hala nefretimden büyük bir eylemin ne olduğunu kişinin bireysel yargısı ve vicdanı azabı olan hiç kimse suskunluğa yumulan yalanlar bir gün vicdan olup yüreklere tek yara, vicdan düşünülmemiş yalanlar hayra alamet değillerdir. Ya vicdan azabından ya da kişisel sebeplerden ahlaksız kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an ama ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu değil kafa rahat olacak, döşek değil vicdan rahat olacak ve insan yorgana değil huzura sarılıp uyuyacak!Sadece akıl ve mantıkla hareket etme; içine duygu vicdan ve insaf da başkalarının size söyleyeceklerini önceden size fısıldayan muammadır 'aşk'. Kiminin vicdanına atılan taş kiminin fakir gönlüne katılan aş kiminin de gözünden akıtılan yaştır 'aşk'.Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta Mustafa Kemal AtatürkGüneş bile tutuluyor, sen bana tutulmuyorsun olmaksızın sahip olunan güç, ruhu insanın dikkatini maddi kazanca ya da bundan benim çıkarım ne gibi sorulara verirse; elde edeceği geçici bir başarı için hayal gücünden yararlanabilir; ama bence kendini aşmak, tek bir amaca ve karşılıklı olarak birbirine bağımlılığın gerçekliğine hükmeden ilkelere dayalı, katkı dolu bir yaşam yaratmak için, hayal gücünün daha yüksek düzeyde kullanımı, vicdanın kullanımıyla ilk şehidi akıl, vicdan ve vicdanı hatırladığı müddetçe, hiçbir hata unutulmuş değildir."Vicdan azabı, insanın içinde bir cehennemdir."- Lord Byron"Allah’ı anmayan vicdan, hakimsiz mahkemeye benzer."- Jean J. Rousseau"İnsanlar kötülüğü, arzularının kuvvetli olmasından çok, vicdanlarının zayıf oluşundan dolayı yaparlar."- John Stuart Mill"Ben yapacağım her şeyi vicdanıma danışır ve sonra da tereddütsüz harekete geçerim, eğer muvaffak olursam zaten kimse bir şey söyleyemez, muvaffak olamazsam, o zaman da gökten bütün melekler yere inseler, yine beni müdafaa edemezler."- Abraham Lincoln"Vicdanın ve samimiyetin, temel değerlerin olsun, değersiz insanlarla da arkadaşlık etme, hataya düştüğünü anladığında, onu düzeltmek için hiç tereddüt etme."- Confucius"Bir insanın dikkatini maddi kazanca ya da bundan benim çıkarım ne gibi sorulara verirse; elde edeceği geçici bir başarı için hayal gücünden yarararlanabilir ama bence kendini aşmak, tek bir amaca ve karşılıklı olarak birbirine bağımlılığın gerçekliğine hükmeden ilkelere dayalı, katkı dolu bir yaşam yaratmak için hayal gücünün daha yüksek düzeyde kullanımı, vicdanın kullanımıyla uyumludur."- Stephen R. Coveyİlginizi ÇekebilirAdalet SözleriMerhamet İle İlgili Sözler
Ahlak ile ilgili güzel sözleri sizler için bir araya getirdik bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Ahlak sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz. Ahlak, insanın kendisi dahil, varlıkla ve insanlarla ilişkilerinde nasıl davranması ya da davranmaması gerektiğini gösteren değer yargıları bütünüdür. Ahlakı, “şahsiyet/karakter” olarak tarif edersek, her insanın ortak olan ve bütün insanlarca paylaşılmış olan insanî değerlerden yeterince pay almış bir “benlik” geliştirmek zorunda olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Şahsiyetin gelişmesi, iyi ortamlarda gerçekleşir. Bu yüzden kişinin iyi olan şeylerle ilişkisi, şahsiyetinin gelişiminde fayda sağlar. İnsan şahsiyetini geliştirmek ve olgunlaştırmak için iyiliklere yönelmeli, kötülüklerden uzak durmalıdır. Ahlaki değerler bir toplumda ne derecede kök salar, benimsenir ve gelişirse, o toplumda o derecede ahlâklı ve karakterli insan yetişir. Ahlâkî bir hayat hususunda kişinin, başkalarıyla daima işbirliği içine girmesi gerekir. Çünkü insanlar, karşılıklı olarak birbirinin karakterini etkiler. En Güzel Ahlak Sözleri Ahlak konusunda inandığım ilke şudur; bir şeyi yaptıktan sonra kendini iyi hissediyorsan o ahlakidir; eğer kendini kötü hissediyorsan o gayri Hemingway Kötü ahlak, öyle bir fenalıktır ki, onunla yapılan birçok iyilikler fayda vermez. Güzel ahlak, öyle bir iyiliktir ki, onunla yapılan günahlar bile affa Bir ülkenin geleceği ve ilerlemesi sağlam kalelerle, güzel binalara ve milli gelirine değil, o insanların ahlaki değerlerine Luther King Yolsuzluk fahişelikten daha kötüdür. Fahişelik bir tek bireyin ahlakının bozulmasıdır, oysa yolsuzluk tüm toplumun ahlakını tehlikeye Kraus Ahlak, tam olarak bize nasıl mutlu olacağımızı gösteren bir doktrin değildir; fakat o bize kendimizin mutluluğa, nasıl layık olabileceğimizi Kant Ahlak, “Ne yapmalıyım?” sorusuna, etik ise, “Nasıl yaşamalıyım?” sorusuna yanıt arar. Ahlak erdemde ya da kutsallıkta; etik, bilgelikte ya da mutlulukta doruk noktasına Comte-Sponville Politika ve ahlakı farklı ele alanlar, her ikisini de asla J. Rousseau İyi iki anlama gelir Birisi mutlak iyidir. Diğeri ise birisi için iyi İnsanları yasa ve ceza ile yönetirseniz, onlar bir daha yanlış yapmayacaklar, ancak şeref ve utanma duygularına da sahip olmayacaklardır. İnsanları erdemle ve ahlak kuralları ile yönetirseniz, o zaman onlar hem utanma duygusuna sahip olacaklar, hem de doğruyu yapmaya Politika “yılanlar gibi akıllı ol” der; ahlak ise “yılanlar gibi akıllı kumrular gibi zararsız ol” Kant İnsanın kendisini ıslah etmesi erdemle, başkalarını ıslah etmesi ise bilgi ile olur. Erdem ve bilgi, doğanın iki ahlaki özelliğidir ve insanı Doğru Yola İki şey var ki, biz onlar hakkında daha sık ve daha düzenli kafa yordukça, ruhu hep artan bir hayranlık ve huşuyla dolduruyor; tepemizdeki yıldızlı gökyüzü ve içimizdeki ahlak Kant İyi insanlar erdemi sevdikleri için kötü şeyler yapmaktan nefret ederler. Kötü insanlar cezalandırılmaktan korktukları için kötü şeyler yapmaktan nefret Ahlak; insan nefsinde yerleşen öyle bir melekedir ki fiiller, hiçbir fikri zorlama olmaksızın, düşünüp taşınmadan bu meleke sayesinde kolaylık ve rahatlıkla ortaya Gazali Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu Nietzsche Yüksek ahlak ancak yüksek zekâya eşlik edebilir Hiçbir ahmak tamamıyla iyi huylu Şahabettin Savaşın sorunu şu ki, uğruna mücadele ettiğiniz adalet, ahlak, insanlık gibi en önemli şeyleri genellikle yakıp yok Bruke Anlamlı Ahlak Sözleri Zeka ile gururlanmak da boş. Tek başına zeka değersiz şeydir, kızım. Zekası işlek ne kötü kocaları, kötü babaları, kötü vatandaşları gördük! Zekanın gerçek değerini veren iyi ahlaktır. Onsuz zeki bir adam korkunç bir ucubedir. Ahlak, zekanın bütün inceliğinden Fonvizin Mükemmel bir millette milli ahlak gerekleri o millet bireyleri tarafından adeta düşünülmeksizin vicdani hissi bir güdü ile yapılır. En büyük milli duygu milli heyecan işte Çoğu kez, ahlaksızlığın üzerine serilen en kalın örtüdür, Cündioğlu Milli ahlakımız uygar esaslarla ve özgür fikirlerle beslenmeli ve sağlamlaştırılmalıdır. Korkutma esasına dayanan ahlak bir erdem olmadıktan başka güvene de layık Ahlakın ana temeli iyi niyettir ki o da tabiatı gereği, yalnızca doğruya yönelik Güneşin, buz eritmesi gibi, güzel ahlak da günahları Şerif İnsanların doğasında var olan en önemli özelliklerin başında insanın ham olması gelir. İnsan, doğası itibariyle daha sonra katı, sonra nazik, yumuşak ve nihayet kötü bir Bir milletin ahlakı dişleri gibidir. Çürüdüğü nispette acısını Shaw İnsanın doğasında beş erdem vardır humanite jen, doğru davranış li, inanç,doğruluk ve Yu Din ve ahlak duygularının zayıflaması, zekanın zayıflaması kadar Carel Ahlak, insanla beraber ve onun içinde France Ahlakın milli toplumsal olduğunu söylemek ve ortak vicdanın bir ifadesidir demek aynı zamanda ahlakın kutsal sıfatını da tanımaktır. Ahlak kutsaldır; çünkü aynı değerde eşi yoktur ve başka hiçbir çeşit değerle Yüz kızartıcı şeyler, halkın genelince tasvip edildiğinde, artık yüz kızartıcı Ahlak konusunda en önemli dersler, kitaplardan değil yaşanan deneyimlerden Twain Bütün kediler kül rengine dönüşeceğinden, politikacılar bütün ışıkları söndürmek Ortaga Gosset Bütün cihanı araştırdım, güzel ahlaktan daha üstün bir liyakat Ahlak olmayan yerde, kanun bir şey Bonaparte Etkileyici Ahlak Sözleri Bir insan için Allah’ın en büyük ihsanı iyi ahlaktır. Güzel bir yüz ya da nazlı bir davranış bile, kalp kötüyse fena ahlakı Maurois Ahlak bütün sivil yasaların amacı ve hedefidir. Ahlaki değerlendirmeler adalet yönetiminden ayrı düşünülemez. Bir insan evinde havasızlık içerisinde yaşayabilir mi? John F. Dillon Ahlak duygumuz, ihtiraslarımızı kontrol Shaw Ahlakın adamına göre farklılık göstermesinin nedeni, Zenginlik ve güç kör talihin sana verdiği hediyelerdir. Oysa iyi insanlık kişinin kendi erdemlerinin Yasa insanların kalplerinde Augustine İyi ahlak için iyi yasalar gereklidir. Yasalar da iyi ahlak olmadan Yasama güçsüzleşince, ahlak dejenere Pascal Erkeğin de kadının da terbiyesi, birbirleriyle tartıştıkları zaman belli Shaw Lafazanlığın ve gösteriş düşkünlüğünün, ahlakla bir arada bulunması Üstat dedi ki; iradeni gerçek prensipler için kullan. Erdemli olan şeyleri kazanmaya çalış. Kendini iyiliğe ver. Eğlencelerin sanat için Biliyor musunuz, benim eserlerime Avrupalılar neden ahlaksız diyorlar; çünkü onların ahlakını, olduğu gibi ortaya Wilde İnsanlık, dini doktrinden tamamen müstakil bir ahlak sistemi kurmaya muvaffak Çıkarcı politikacılar ülkelerinin güvenliğinden çok koltuklarının güvenliğini Macaulay Kanunların çok olduğu yerde devlet daha Özlü Ahlak Sözleri Kısa ve kestirme yoldan ticaret yaparak para kazanmak fazla sürmez, fakat ilkeler asırlar W. Boecher Siz, mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz, onları güler yüz ve güzel ahlak ile memnun etmeye Şerif Ahlak ve üçkağıtçılık, terazinin iki ayrı kefesinde yer alır; biri çıkarsa biri En kötü düşmanlarımız cahil ve basit insanlar değil, okumuş ve ahlakları bozuk Greene Eğer iyi olmayı istiyorsan, önce kötü olduğunu Savaş alanında korkaklık gösteren bir generali kurşunla öldürürsünüz. Halkın ahlakını bozan politikacılar için ne ceza önerirsiniz? Lord Acton Erdem ve kabiliyet yönünden üstün olan kimselerin arkasından gitmek ve onlara uymak Yoldaşların en iyisi güzel ahlaktır, arkadaşların en iyisi akıldır, edeb ve terbiye en iyi mirastır ve kendini beğenmekten daha büyük gerilik ve cahillik Ali En güzel edep; güzel ahlak, en şiddetli fakirlik; ahmaklık, en vahşi vahşet; kendini beğenmek ve en üstün zenginlik; Kişinin büyüklüğü takvası ile, üstünlüğü dindarlığı ile ve şahsiyeti de güzel Ömer Ahlaklı insan basit ve dürüsttür, kişisel gururu Tzu İyi niyet, ancak ve ancak doğru bilgi ve iyi davranışa eşlik ettiği sürece ahlaki bir değere Çilingir Her şey, zevk ve acı vermesi bakımından iyi ya da kötü olarak Locke Ahlaksal olay yoktur, yalnızca olayların ahlaksal yorumu Nietzsche Başkalarının terbiyesizliğine karşı en emin silah, bir insanın kendi Chesterfield Dünyanın bütün medeni milletleri temel ahlak ilkeleri üzerinde Addison Bonus Hiç kimseye kötülük etmedim. Yakınlarımı bahtsızlığa sürüklemedim. Gerçek evinde alçaklık etmedim. Kimseyi gücünün dışında çalıştırmadım. Benim yüzümden kimse korku duymadı, yoksulluk ve acı çekmedi, bahtsız olmadı. Tanrıların kötü gördükleri şeyleri hiçbir zaman yapmadım. Kölelere kötü muamele etmedim ve ettirmedim. Kimseyi aç bırakmadım. Kimseye göz yaşı döktürmedim. Kimseyi öldürmedim ve kimsenin kahpece öldürülmesini emretmedim. Kimseye yalan söylemedim. Hiçbir utandırıcı davranışta bulunmadım. Zina etmedim. Yiyecekleri pahalı ve eksik satmadım. Terazinin dirhemi üzerine hiçbir zaman elimi bastırmadım. Teraziyle tartarken hiçbir zaman hile yapmadım. Süt çocuklarının ağızlarından sütü uzaklaştırmadım. Hayvanları çalmadım. Tanrının kuşlarını avlamadım. Ölmüş balığı tutmadım. Hiçbir arkın suyunu başka yöne çevirmedim. Ben temizim, temizim, temizim… Ölüler Kitabı
SOKRATES KİMDİR? Sokrates; Eski Yunan filozofudur Atina İÖ 399 Babası heykelci, annesi ebeydi. Gelişmesinde, sofistlerin etkileri olduysa da, sorularında daha derine giden, yaşamayı daha özünden kavrayacak bir filozof olmayı yeğledi. Filozof olduğu zaman da, doğru bildiğini söylemekten çekinmedi, gelip-geçici olan para, ün, süs vb gibi şeylere önem vermedi. Zamanını Atina sokaklarında dolaşarak, karşılaştığı insanlarla konuşarak, gerçeği arayarak geçirdi. Gerçeği ararken, başkalarını da uyandıran, alışkanlıklarının yüzeysel ve rahat kabuğundan çıkartmaya çalışan bir kişi olarak ister istemez pek çok kişinin, özellikle de bilgisizlikleri gösterilen, küçük düşen sıradan sofistlerin düşmanlığını kazandı. Giderek ona karşı olan düşmanlıklar arttı. Buna onun felsefesinin, gerçekte söyleyip yapmak istediğinin yanlış anlaşılması da eklenince, Atina tanrılarını reddedip yerine yeni tanrılar koymaya çalışmak ve gençleri baştan çıkartmak savıyla mahkemeye verildi. 70 yaşındaki Sokrates, Atinalılar önünde kendini savunduysa da, oylamada az bir oy farkıyla suçlu bulundu, ölüm cezasına çarptırıldı. Dostları onu kaçırmayı planlamış ve gerekli her türlü hazırlığı yapmışlardı. Ne var ki, Sokrates’i suçlu gibi kaçırmaya razı edemediler. Atina’ya Atinalıların kararına, saygısını göstermek ve ölümüyle onların yanlış kararına yanıt vermek istercesine baldıran zehiri içerek öldü. SOKRATES VE AHLAK ANLAYIŞI Sokrates ahlak felsefesini ciddi ve kapsamlı olarak ele alan ilk kişidir. Sokrates felsefesi bir ahlak, bir yaşama felsefesidir. Bu felsefe insanlara belli ahlak normları sunmaz, belli yaşama yolları göstermez; o hep eleştirerek, belli normlara, yaşama kalıplarına kapanıp kalmayı engelleyen aydınlanmacı tavırlı bir ahlak ve yaşama felsefesi sunar. Sokrates’in ahlak görüşü iki düşünceden ibarettir 1- Erdem bir bilgidir. 2- Kimse bilerek kötülük yapmaz. Sokrates, insanların yüzlerini ve fiziki yapılarını değiştiremeyeceklerini, fakat ruhlarını ve karakterlerini değiştirip geliştirebileceklerini belirtmiştir. Sokrates, insanların ruhlarında saklı halde bulunan ahlaksal yargıların varlığına inanır. Filozofun görevi, bunu ortaya çıkarmaktır. Bu da ancak eğitimle olur. Sokrates’e göre insanı kötülüğe sürükleyen bilgisizliğidir. “kimse bilerek kötülük yapmaz.” Sözü ile kişinin iyi bir yaşam sürmesini bilgi sahibi olmasına bağlamıştır. Bilgi edinen kişi erdeme sahip olacaktır. Erdem ve bilgi Sokrates’e göre özdeştir. Bilgi edinen kişi eylemlerinde iyiye yönelecek, iyi bir yaşam süren kişi erdem sahibi olacak ve erdem sayesinde de mutluluğa ulaşacaktır. Burada mutluluk ahlakını görmekteyiz. Ahlakın amacı mutluluktur, insanın ulaşmak istediği en yüksek iyi de ancak mutluluktur ve mutluluğun yolu da erdemden geçer. Erdem insanın kendini bilmesiyle ortaya çıkan, yaşamı daha iyi hale getiren ve bizi mutlu kılan bilgidir. Bu nedenle Sokrates “kendini bil” sözünü söylemiştir. Kişi kendisini tanımadıkça, kendisi için neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilemez. Sokrates’e göre ahlak; amacı iyi ve iyilik olan bir düşüncedir. Herkes kendi iyiliğini istemektedir. Eylemlerimizin ahlaksal başlangıcı da budur. Sokrates ahlaki felsefe görüşlerini altı esasta toplamıştır 1 Kendi kendimizi bilmek suretiyle elde edebileceğimiz erdem, 2 İrademizi erdeme bağlamaktan, ayırmaktan doğan cesaret, 3 Duygularımızla irademizin bağlanmasından doğan dayanma, 4 Kendi cinsimizden olanlara karşı ilişkilerimize ait eylemler yani hak, 5 Tanrı ile birleşen irade yani din, 6 Kaynaklarını Tanrısal emirler oluşturan kanunlar uyma Sokrates’in yazılı eseri olmadığı için onun hakkında bilgilerimiz Platon’un diyaloglarındandır. Platon diyaloglarında Sokrates’i konuşturur. örn; Sokrates'in Savunması adlı yapıtında Sokrates hakkında edindiğimiz bilgilere göre yaşamı ve düşünceleri arasında çelişki olmadan, ahlaklı bir yaşam sürmüş, kendi doğruları uğruna ölümü de göze almıştır.. SOKRATES'TEN AHLAK İLE İLGİLİ SÖZLER "Devletler kanunla değil, ahlakla daha iyi yönetilir." "Bir toplum ahlak ve hukuk içinde olmadığı zaman, vatandaşlar kendilerini bir çıkmaz içinde bulurlar. İnsanlar ya ahlaki değer yargılarını veya hukuka olan saygılarını yitirirler." "Bilen insan kötülük yapmaz." "Cahil insan kendinin bile düşmanı iken, başkasına dost olması nasıl beklenir." "En faziletli erdemli insan, ruhen yükselmeye çalışan, en mutlu insan da yükseldiğini duyandır." "İnsanlar her zaman her yerde acıkmışlardır ama her zaman her yerde erdemli olmamışlardır." İdam edilmeden önce karısı Xanthippe Sokrates’e şöyle der “Ama sen suçsuzsun; suçsuz yere idam ediliyorsun.” Sokrates de buna karşılık şöyle bir cevap verir “Be kadın, suçlu olarak idam edilmemi mi yeğlerdin?” SOKRATES'İN SAVUNMASI Platon sağdaki hocasına vefa borcunu ödemek için onun suçlanışından, yargılanışına ve hatta idam edilişine kadar geçen tüm diyalogları "Sokrates'in Savunması" adlı yapıtında yayınlamış ve böylece hocası Sokrates'i ölümsüz kılmıştır. Bu kitap tüm hayatı boyunca erdemli ve ahlaklı bir yaşam sürmüş bir filozof'un , insanlara ahlak ve erdemi öğretmeye çabalarken, erdemsizce yargılanıp, ahlaksızca öldürülüşünü anlatır bizlere.... Kitabın Konusu; Sokrates’in Savunması, Mektuplarla birlikte Platon’un diyaloglardan ibaret olmayan tek eseridir. Eserde Platon’un felsefesiyle birlikte, hocası Sokrates’in suçsuz yere idam ediliş aşamaları ile İlk Çağda demokrasi gerçeğini bir arada görmek mümkündür. Kitabın Özeti; Sokrates’i suçlayanlar vardır. Bu suçlayanların kim olduğu tam olarak bilinmemekte; fakat başlarında Melatos’un olduğu sanılmaktadır. Ünlü komedya yazarı Aristophanes de Sokrates’i Sofistlerle Şüphecilerle bir tutmuştur. Sokrates’in kötü ve yalancı biri olduğu, her şeye karıştığı, eğriyi doğru olarak gösterdiği gibi suçlamalar söz konusudur. Aristophanes, eserine Sokrates’in öğrencilere para karşılığında ders verdiğini, öğrencilerin aklını karıştırdığını yazmaktadır. Oysa Sokrates’in kimseye verecek bilgisi yoktur. Bir gün, Sokrates’in bir arkadaşı halka Sokrates’ten daha bilgili kimsenin olup olmadığını sormuştur. Tanrı sözcüsü, Sokrates’ten daha bilgili kimsenin olmadığını söylemiştir. Sokrates, bu olanlardan sonra bilgili bir insan olmadığı halde tanrı’nın neden böyle bir şey söylediğini düşünüp durmuştur. Sürekli olarak kendinden daha bilgili birisini arar. Sonunda görür ki hiç kimse bilgili değildir. Yalnız kendisinin ayrıcalığı, bilgili olmadığını bilmesidir. Sokrates, bilgiyi arama sürecinde bile çok düşman kazanmıştır. Çünkü pek çok kişinin gerçekte bilgisiz olduğunu ortaya çıkarmıştır. Önce devlet adamlarının bilgisizliğini ortaya çıkarmıştır. Sonra şairlere gitmiş, onların şiirlerini yalnız içgüdü ile yazdıklarını ortaya çıkarmıştır. Sanat sahiplerinin de aynı kusuru taşıdıklarını, bilmedikleri şeylerden dem vurduklarını ispatlamıştır. Sokrates, aslında asıl bilgiye sahip olanın Tanrı olduğunu düşünmektedir. Bu süreçte Sokrates, kafasını meşgul eden soruların cevaplarını ararken çevresinde olup bitenlerin farkına varmamıştır. Etrafındaki pek çok kişi, onun gençleri doğru yoldan çıkardığını, tanrıların yerine yeni tanrılar koyduğunu söylemektedir. Bu söylentiler onu mahkemeye sürükler. Sokrates, mahkum olursa suçlandığı gibi tanrıtanımaz olduğu için değil, insanların kinini üzerine çektiği içindir. Bu gelişmeler karşısında, Sokrates çok soğukkanlıdır. Ölmek veya mahkum olmak onun umurunda değildir; o, sadece doğruların peşindedir. Tehlike karşısında yılmamak, korkmamak onun prensibidir. Ona göre insanların en çok korktuğu şey olan ölüm, aslında kaçınılacak bir şey değildir. O, sadece kötülük yapmaktan korkar. Sokrates, ideallerinden dönmemekte kararlıdır. O, asla Tanrı dışında kimseye boyun eğmez. Kendisi aleyhine söylenen her şey asılsıdır. Sokrates’in sürekli öğrencileri olmadığı gibi malı mülkü de yoktur. O, dünya hayatına önem vermeyen bilge birisidir. Yargıçları yumuşatmak için mahkemeye asla ailesini ve çocuklarını getirmez. Kararı, tamamen yargıçların iradeleri elinde olan Tanrı’ya bırakır. Sokrates, mahkemede suçlu görülür. O, bunu beklemektedir ve hiç tepki göstermez. O, herkesten farklı bir kişidir. İnsanların çoğunluğu gibi, makama, mevkiye, dünya hayatına önem vermemiştir ki, şimdi de üzülsün. İnsanlara hep erdemi ve ahlakı öğütlemiştir. Böyle bir insana ancak, devletin hesabına çalıştığı için ödül verilebilir. Mahkeme para cezası vermez, çünkü parası yoktur. Sürgün etmez, çünkü sürgüne gittiği yerlerdeki insanları da fikirleriyle yönlendirecektir. Nihayet ölüm cezası verilir. O, ölüm cezası verilirken başkaları gibi ağlayıp sızlamamıştır. Yaptığı hiçbir şeyden dolayı da pişmanlık duymamıştır. Platon’a göre Sokrates’in öldürülmesi için oy kullananlar çok acı çekecektir. Kurtulması için oy kullananlar ise gerçek birer yargıçtır. Sokrates’e göre ölüm bir ceza değildir; sadece bir yolculuktur. Ayrıca öteki dünyada soru sormak yüzünden mahkum edilme tehlikesi de yoktur. Sokrates, Atinalılardan son bir şey diler “Çocukları erdemden, doğruluktan ayrılırsa kendisinin Atinalılara gösterdiği gibi Atinalılar da onlara yol göstersinler. Çocukları kendilerini çok beğenir ve bu dünyada bir hiç olduklarını unuturlarsa onları azarlamalarını ister Atinalılardan. Sokrates'in Atinalılara son sözleri ; “Artık ayrılma vakti geldi çattı, ben ölmeye, sizler de yaşamlarınızı sürdürmeye gidiyorsunuz. Hangisinin daha iyi olduğunu sadece tanrı bilebilir.” Sofinin Dünyası adlı filmden Sokrates'in idamıyla ilgili bir sahne...
filozofların ahlak ile ilgili sözleri