Vergive matrah artırımı, torba yasanın dışında kaldı. İş dünyasının matrah artırımı talebi ise devam ediyor. Sosyal medyada gündem olan ve sıkça da en çok konuşulan konulardan biri haline giren vergi ve matrah artırımı talebinin, hükümet kanadında bir karşılık bulup bulmayacağı merak ediliyor.
6736matrah artırımı zamaninda ödenmezse ne olur? Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya ilk ikisinin süresinde ödenmemesi, yada bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı
6736sayılı kanunun 5. maddesinde yer alan Matrah - Vergi Artırımı ile 6. maddesinin 3 bendi kapsamında Kayıtlarda Yer Aldığı Halde İşletmede Olmayan Kasa Mevcudu Ve Ortaklar İle Bunlarla İlgili Diğer Hesaplarda Yer Alan Tutarların Düzeltmesi kapsamında ilgili beyanlar yapıldı, ödeme tabloları ise mükelleflerin beyanında yer alan tercihlerine göre oluşturuldu.
6736sayılı kanun 1 nolu tebliğ Devren satılık ekmek fırını izmir 6736 matrah artırımı ödenmezse ne olur 6736 matrah artırımı ödenmezse ne olur. Bu Kanuna göre ödenmesi gereken MATRAH ARTIRIMI KİMLERİ VE HANGİ VERGİ TÜRLERİNİ KAPSAYACAK? 5- TAKSİTLERİN SÜRESİNDE ÖDENMEMESİ HALİNDE NE OLUR?
Zamanzaman gerçekleştirilen vergi incelemesi ile birlikte, kişilerin fazla vergi ödemesinden kaçınmak için ele alınan uygulama matrah artırımıdır. Özellikle geçmiş dönem vergi beyanları belli oranlara bağlı olarak artırıldı zaman, kişiler yapılan vergi incelemelerinde muaf tutulur. Matrah Artırımı Nedir? Maliye Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirilen ve zaman
KurumlarVergisi Matrah Artırımı Durumunda Hangi Oran Uygulanacak? Yine 6736 Sayılı Kanun’un 5/1-ç maddesinde konuyla ilgili açıklama yapılmış ve buna göre; 5’inci maddenin birinci fıkrasına göre artırılan matrahların, %20 oranında vergilendirileceği ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi alınmayacağı ifade edilmiştir.
KBp9zpv. KDV Matrah Artırımı Ferdi ŞENAY Vergi Müfettiş Yrd. [email protected] I-GİRİŞ 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun1 mükelleflere çeşitli kolaylıklar sağlamaktadır. Bu Kanun’un uygulama esaslarını belirlemek için Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 sayılı Kanun Genel Tebliği Seri No1 yayımlanmıştır2. 6736 sayılı Kanun’un 5. maddesinde; matrah artırımında bulunulması halinde, mükellefler hakkında matrah artırımında bulunduğu vergi türleri ve dönemleri için daha sonra vergi inceleme ve bu yıllara ilişkin tarhiyat yapılamayacağı belirtilmiştir. 6736 sayılı Kanun md. 5/1 Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise bazı durumlarda mükelleflerin Katma Değer Vergisini artırmak için gelir veya kurumlar vergi bakımından artırılan matrahlara % 18 oranı uygulanmak suretiyle kanun hükmünden yaralanabileceği belirtilmiştir. Bu makalede söz konusu hüküm ile ilgili değerlendirmelerimize yer verilmiştir. II-6736 SAYILI KANUNUNDA MATRAH ARTIRIMINA İLİŞKİN HUSUSLAR Katma Değer Vergisi mükellefleri, her bir vergilendirme dönemi için verdikleri 1 KDV beyannamelerinin “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırlarında yer alan tutarların yıllık toplamı üzerinden; 2011 yılı için……….. %3,5, 2012 yılı için……….. %3, 2013 yılı için……….. %2,5, 2014 yılı için……….. %2, 2015 yılı için……….. %1,5 oranından az olmamak üzere KDV’yi artırdıkları takdirde vergi artırımı hükümlerinden faydalanabileceklerdir. Burada dikkat edilmesi gereken husus mükelleflerin sadece Hesaplanan Katma Değer Vergisi satırlarında yer alan tutarları dikkate almasıdır. İlave edilecek Katma Değer Vergisi satırlarında yer alan tutarlar hesaplamaya dahil edilmeyecektir. Mükellefler KDV artırımında bulunurken bazı durumlarda gelir veya kurumlar vergisinde artırılan matrahın %18’i ile karşılaştırma yapması gerekmektedir. Karşılaştırma yapılması gereken durumlar kanunda sayılmıştır. 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’un Matrah ve vergi artırımı başlıklı 5 inci maddesinin 3 üncü fıkrasının b-2 ve b-3 bendinde “ Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş olması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları şarttır. İlgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Şu kadar ki, ilgili takvim yılı içinde bu alt bentte belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu fıkra hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamaz. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamaz.” hükmü yer almaktadır. Kanuna açıklık getirmesi bakımından yayımlanan tarih ve mükerrer 29810 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 sayılı kanun Genel Tebliğin V/D-1-d bölümünde “Mükelleflerce verilen KDV beyannamelerinde, vergiye tabi işlem bulunmaması nedeniyle hiç “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” beyan edilmemesi durumunda, bu Tebliğin V/D-3-a bölümündeki açıklamalar çerçevesinde işlem yapılacaktır.” hükmü yer almaktadır Tebliğin V/D-3-a bölümünde, “İlgili takvim yılı içindeki işlemlerinin tamamı; – istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşan veya diğer nedenlerle hesaplanan KDV beyanı bulunmayan mükellefler ile – Tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşan mükellefler ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuş olmaları şartıyla KDV artırımından faydalanabileceklerdir. Buna göre, ilgili yıl içinde en az üç dönemde 1 KDV beyannamesi veren ve hiçbir dönemde hesaplanan vergisi çıkmayan veya sadece tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimleri nedeniyle hesaplanan vergi beyanı bulunan mükelleflerin artırım taleplerinde, bu Tebliğin bu bölümüne göre işlem yapılacaktır. Bu mükelleflerin, KDV artırım talepleri nedeniyle ödeyecekleri vergi, gelir veya kurumlar vergisi bakımından artırılan matrahlara %18 oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda yapılan yasal açıklamaları örneklerle açıklayalım Örnek 1- X 2013 hesap dönemi için KDV yönünden matrah artırımında bulunmak istemektedir. İlgili yıl beyannamelerinin tamamını veren mükellefin bazı dönemlerde “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” beyanı bulunmamaktadır. Mükellef aynı yıl için TL kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuştur. Mükellefin 2013 hesap dönemi beyan durumu her bir dönem itibariyle aşağıdaki gibidir. DÖNEM HESAPLANAN KDV HKDV BEYANI OCAK TL ŞUBAT TL MART TL NİSAN 414,00 TL MAYIS 0,00 HAZİRAN 0,00 TEMMUZ 0,00 AĞUSTOS TL EYLÜL 0,00 EKİM 0,00 KASIM 0,00 ARALIK 0,00 TOPLAM TL Bu durumda, mükellefin KDV artırım tutarı aşağıdaki gibi hesaplanacaktır. 2013 Yılı KDV Artırım Tutarı x %2,5 = 327,65 TL Vermiş olduğumuz bu örnekte mükellefin kurumlar vergisi matrah artırımında bulundukları tutarın %18 i ile karşılaştırma yapmasına gerek yoktur. Çünkü kanun maddesinde ilgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamında hesaplanan katma değer vergisi olmaması durumunda kıyas yapılacağı belirtilmiştir. Ayrıca tebliğin V/D-1-d bölümünde belirtildiği üzere beyannamelerinin tamamı verilmekle birlikte vergiye tabi işlemlerin bulunmaması halinde artırımın tebliğin V/D-3-a bölümündeki açıklamalar çerçevesinde işlem yapılacağı belirtilmiştir. Tebliğ ekinde yer alan matrah artırım bildirim formlarında bu örneğe ilişkin bildirim formunun bulunmaması da söz konusu tezimizi desteklemekle birlikte Gelir İdaresi Başkanlığının da görüşünün bu yönde olduğunu göstermektedir. Örnek 2 Tebliğ Örnek 24-Gelir vergisi mükellefi A, 2015 yılı için KDV yönünden artırımda bulunmak istemektedir. Söz konusu yılda, KDV’den istisna işlemlerin yanı sıra bazı dönemlerde şubat, Nisan, Mayıs ve Eylül/2015 dönemlerinde vergiye tabi KDV beyanını gerektiren işlemler de bulunmaktadır. Mükellef, aynı takvim yılı ile ilgili olarak TL gelir vergisi matrah artırımında bulunmuştur. Mükellefin 2015 yılı beyan durumu her bir dönem itibarıyla aşağıdaki gibidir. DÖNEM HESAPLANAN KDV HKDV BEYANI OCAK HKDV yok ŞUBAT TL MART HKDV yok NİSAN TL MAYIS TL HAZİRAN HKDV yok TEMMUZ HKDV yok AĞUSTOS HKDV yok EYLÜL TL EKİM HKDV yok KASIM HKDV yok ARALIK HKDV yok TOPLAM TL Bu durumda, mükellefin KDV artırım tutarı aşağıdaki gibi hesaplanacaktır. 2015 Yılı KDV Artırım Tutarı 1 x %1,5 = TL KDV artırım tutarı bu tutarlardan büyük olan TL olacaktır. 2 x %18 = TL Verilen bu örnekte mükellefin bazı dönemlerde KDV’den istisna işlemlerinin olması sebebiyle kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulan tutarın %18 i ile karşılaştırma yapılmıştır. Bunun sebebi 5 inci maddesinin 3 üncü fıkrasının b-3 bendinde yapılan açıklamadır. III-İLGİLİ DÖNEMDE KESİNLEŞMİŞ TARHİYAT BULUNMASI Mükellefler 6736 sayılı yasanın matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümlerinden yaralanmak istediklerinde vermiş oldukları KDV beyannamelerinde “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırındaki tutarları dikkate almaktadır. Ancak mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak 6736 sayılı kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınmaktadır. Örneğin mükellefin mart dönemi KDV beyannamesinde “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırında yer alan tutar iken mükellef KDV yönünden matrah artırımında bulunurken mart döneminde olması gereken tutar olarak sistem uyarı veriyorsa 200,00-TL tutarındaki tarhiyatın mart dönemi için kesinleştiği anlaşılmalıdır. IV-DOĞRU BEYAN YAPILMAMASI Mükellefler 6736 sayılı yasa kapsamında katma değer vergisi yönünden artırımda bulunabileceklerdir. Ancak artırımda bulunurken mükelleflerin doğru beyanda bulunmaları gerekmektedir. Çünkü 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’un Matrah ve vergi artırımı başlıklı 5 inci maddesinin 11 inci fıkrasında, “ Bu madde hükümlerine göre matrah ve vergi artırımı ile ilgili olarak doğru beyan yapılmaması veya vergi hataları nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılır “hükmü yer almaktadır. Bu sebeple matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin matrah ve vergi artırımlarının 6736 sayılı kanun hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı vergi dairelerince araştırılabilecektir. V-DEĞERLENDİRME VE SONUÇ Görüldüğü gibi, 6736 sayılı Kanun’un 5. maddesinde, matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Katma değer vergisi yönünden artırımda bulunmak isteyen mükelleflerin bazı durumlarda gelir veya kurumlar vergi bakımından artırılan matrahlara % 18 oranı uygulanmak suretiyle kanun hükmünden yararlanabilmektedirler. Gerek mükelleflerin gerekse mükelleflerin meslek mensuplarının bu durumu göz önünde bulundurarak beyanda bulunmaları gerekmektedir. 1 19 Ağustos 2016 Tarih ve 29806 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanmıştır. 2 23 Ağustos 2016 Tarih ve 29810 Mükerrer sayılı Resmi Gazete Yayımlanmıştır.
1 Merhaba; 6736 Matrah artırımı ile ilgili sorularınızı bu başlık altında sorup cevaplayalım arkadaşlar. Gördüğüm kadarı ile çok konu açılıyor, daha sonra bulmada sıkıntı olabilir o konuları. Konuyu sabitliyorum. 2 İlk soruyu da ben sormak istiyorum. Bir şahıs işletmesi var, 2011-2012-2013-2014 ve 2015 yılları içinde işletme defteri olarak faaliyette bulunmuş. 2011 Yılında sadece iki ayın beyannamesinde hesaplanan kdv var, diğerlerinde yok. 2012-3-4-5 Yıllarına ait Kdv beyannamelerinde de hesaplanan kdv yok. Ancak tüm beyannameler boşda olsa verilmiş, kdv ve gelir vergisi yönünden matrah artırımı yapılmak isteniyor. Bu durumda e-byn'dan hangi beyanname doldurulmalıdır? Kdv matrah artırımı için. 3 Merhaba; Taksitlendirme yaptığımız firmanın muhasebe kaydını yapacağım 360-b 180-b 368-a 381-a şeklinde kayıt atacağım ancak sadece damga vergilerinden oluşan yani 360 hesapta yer almayan borçlar da mevcut nasıl kayıt atmam gerekiyor? 4 Merhaba; Taksitlendirme yaptığımız firmanın muhasebe kaydını yapacağım 360-b 180-b 368-a 381-a şeklinde kayıt atacağım ancak sadece damga vergilerinden oluşan yani 360 hesapta yer almayan borçlar da mevcut nasıl kayıt atmam gerekiyor? Acaba bahsettiğim tutarları direk 180'e mi atmalıyım bana mantıklı geldi? 5 Kasa-Ortak Cari hesap düzeltmesinde taksitlendirme var mı? Yoksa tek seferde mi çıkarıyor sistem tahakkuku? Ödeme planı çıkıyor mu? 6 Kasa-Ortak Cari hesap düzeltmesinde taksitlendirme var mı? Yoksa tek seferde mi çıkarıyor sistem tahakkuku? Ödeme planı çıkıyor mu? tek seferde ödüyorsunuz 8 merhaba, çok acil bilgiye ihtiyacım var yardımcı olabilirseniz çok memnun olurum, devam eden inceleme senesine matrah arttırımı yapılması gerekli iken inanılmaz bir hata ile yanlış yıla matrah arttırımı yapılmış. yılda değişiklik için yapılabilecek bir şey var mıdır? teşekkürler 9 merhaba, çok acil bilgiye ihtiyacım var yardımcı olabilirseniz çok memnun olurum, devam eden inceleme senesine matrah arttırımı yapılması gerekli iken inanılmaz bir hata ile yanlış yıla matrah arttırımı yapılmış. yılda değişiklik için yapılabilecek bir şey var mıdır? teşekkürler Süre sona ermiş olup, yapılacak bir şey yoktur.
Son yıllarda matrah artırımını içeren çeşitli yasal düzenlemeler örneğin 4811, 6111, 6736 ve 7143 sayılı Kanunlar yapılmıştır. Söz konusu düzenlemeler, mükelleflere önceki yıllarda beyan ettikleri vergi veya matrahları gönüllü ! olarak artırmaları karşılığında artırım yapılan yıl ve vergi türleri açısından vergi incelemesinden muaf olma imkanı tanımıştır. Diğer bir ifadeyle, mükellefler kendi beyanlarını artırmaları karşılığında matrah artırımı yaptıkları yıl ve vergi türleri açısından bir çeşit incelenmeme sigortası veya dokunulmazlık satın alma imkanı elde etmişlerdir. Son yıllarda her seçim öncesinde yapılan bu tür düzenlemelerin birer vakay-ı adiye haline gelmesinin vergi ahlakını ve normal dönemlerde vergiye gönüllü uyumu ! olumsuz etkilediği konusunda kuşku bulunmamaktadır. 7143 sayılı Kanunla yapılan matrah artırımına ilişkin yasal düzenleme, öncekilerden farklı olarak matrah artırımı sonrasında ortaya çıkan taksitlerin ödenmemesi halinde, artık matrah artırımına tanınan vergi incelemesine muhatap olunmama yönündeki imtiyazdan mahrum kalınacağına ilişkin bir hüküm içermektedir. İşte bu yöndeki hüküm Anayasa Mahkemesi AYM’nin önüne gelmiş ve AYM, tarihli ve 2019/100 E., 2020/62 K. sayılı kararıyla konuyu Anayasa açısından değerlendirmiştir. İnceleme konusu olay, resen tarh edilen KDV ve kesilen vergi ziyaına karşı vergi mahkemesinde açılan bir davada, matrah artırımına ilişkin düzenleme yapan 7143 sayılı Kanun’un 5/ maddesinde geçen “... ancak bu madde hükmünden yararlanılamaz.” ifadesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasını ciddi bulan vergi mahkemesinin konuyu AYM’ye intikal ettirmesi üzerine değerlendirilmiştir. İptali istenen hükmün içinde geçtiği madde şu şekildedir “Matrah ve vergi artırımının bu Kanunun yayım tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar bu maddede öngörülen şekilde yapılması, hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin peşin veya ilk taksiti bu Kanunun 9’uncu maddesinin birinci fıkrasının b bendinde belirtilen sürede başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami altı eşit taksitte bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şarttır. Bu vergilerin bu Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi halinde, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsiline devam olunur, ancak bu madde hükmünden yararlanılamaz.” Kanun özetle, matrah artırımı yapılıp taksitler ödenmezse, ödenmeyen taksitlerin 6183 sayılı Kanun uyarınca takibine devam edileceği, ayrıca vergi incelemesine alınmama yönündeki bağışıklıktan da yararlanılamayacağını düzenlemektedir. AYM, konuyu öncelikle mülkiyet hakkının ihlali yönünden değerlendirmiştir. Mahkeme, Anayasanın 35. maddesinde temel bir hak olarak düzenlenen mülkiyet hakkına yapılacak müdahalenin yine Anayasanın 13. maddesinde düzenlenen şartlar dahilinde yapılacağını hatırlattıktan sonra, birçok kararında yaptığı gibi ilgili düzenlemeyi kanunilik, meşru amaç ve ölçülülük elverişlilik, gereklilik ve orantılılık testlerine tabi tutmuştur. Yüksek Mahkeme, matrah ve vergi artırımından yararlanma şartlarını yerine getirmeyen mükellefin inceleme muafiyetinin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ulaşılabilir, belirli ve öngörülebilir bir kanun hükmüyle yapıldığı gerekçesiyle kanunilik testini geçtiğini; ayrıca kamu alacağının tahsili amacıyla matrah ve vergi artırımında bulunmasına rağmen ödeme şartlarını yerine getirmeyen mükellef hakkında vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmasında kamu yararına dayalı meşru bir amacın mevcut olduğunu söylemektedir. AYM, itiraz konusu kuralla, ödeme şartlarının yerine getirilmemesi durumunda, mükellef hakkında vergi incelemesi yapılabilmesi imkanı öngörülmek suretiyle vergi borcunun doğru ve eksiksiz bir şekilde ödenmesinin ve böylece kamu alacağının tahsilinin güvence altına alınmasının amaçlandığını; bu amaca ulaşma yönünden matrah ve vergi artırımına ilişkin ödeme şartlarına uymayan mükellef hakkında vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmasının elverişli ve gerekli bir araç olduğunu söylemektedir. Yüksek Mahkeme, devletin kamu alacağı niteliğindeki vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin doğru ve eksiksiz ödenmesi için gerekli tedbirlerin alınması konusunda geniş bir takdir yetkisinin olduğunun dikkate alınması gerektiğini; ödenmeyen taksitler nedeniyle 6183 sayılı Kanun uyarınca takip yapılması ile aynı dönemler için vergi inceleme yapılmasının mükerrer vergilemeye yol açmayacağını, zira kuralda matrah ve vergi artırımından yararlanma koşullarına uymayan mükellef hakkında yapılacak vergi incelemesi sonucunda vergi tarhiyatı yapılması durumunda, matrah ve vergi artırımı üzerine tahakkuk eden vergilerin dikkate alınmasına engel olacak bir düzenlemeye yer verilmediğini söylemektedir. Diğer bir ifadeyle AYM, bir vergi incelemesi olması halinde bulunacak matrah/vergi farkından artırılan matrah/verginin indirilmesi gerektiğini dolaylı olarak söylemektedir. Mahkeme, ayrıca kuralın uygulanmasından doğan uyuşmazlıklara karşı yargı yoluna başvurunun mümkün olduğunu, yargı incelemesinde mükellef hakkında yapılan tarhiyat sırasında, matrah ve vergi artırımı sonucunda tahakkuk eden ve 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsiline devam edilen vergilerin dikkate alınıp alınmadığı, yani mükerrer vergilendirmeye yol açılıp açılmadığı hususunun da incelenebileceğini belirttikten sonra; belli bir vergilendirme dönemi için aynı matrah üzerinden bir defadan fazla vergi istenmesinin vergi hatası olması nedeniyle bu işlemlerin düzeltilmesinin vergi idaresinden istenebileceğini, başvurunun reddi halinde yargı yoluna gidilebileceği tespitini de yapmıştır. AYM bu değerlendirmeler üzerine, iptali istenen kuralla mülkiyet hakkına bir sınırlama getirilmiş ise de bunun kişilere şahsi olarak aşırı bir külfet yüklememesi için gerekli ve yeterli güvencelerin mevcut olduğunu, bu çerçevede kuralla ulaşılmak istenen amaca ilişkin kamu yararı ile mülkiyet hakkına yönelik kişisel yarar arasında bulunması gereken makul dengenin gözetildiğini; bu itibarla da kuralın orantısız bir sınırlamaya neden olmadığı, dolayısıyla mülkiyet hakkına ölçüsüz bir sınırlama getirmediği sonucuna ulaşmıştır. AYM, düzenlemeyi Anayasa’nın 73. maddesi açısından da değerlendirmiş ve kanun koyucunun, Anayasa'ya aykırı olmamak kaydıyla, vergilendirilecek alanların seçiminde yetkili olduğu gibi bu vergilerin tarh, tahakkuk ve tahsiline ilişkin kuralları belirleme yetkisine de sahip olduğunu; bu bağlamda kanun koyucunun kamu hizmetlerinin finansmanı için kişilerden aldığı vergi, resim ve harçların tamamının veya bir kısmının tahsilinden ve vergilendirme ödevinin zamanında yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi dolayısıyla uygulama yetkisine sahip olduğu yaptırımlardan vazgeçebilmek ve buna ilişkin koşulları belirlemek konusunda anayasal sınırlar içinde kalmak şartıyla takdir yetkisi bulunduğunu belirtmiştir. Mahkeme, Kanun'un açıkça mükellefe yüklediği yükümlülüğe aykırı davranılması nedeniyle idarenin matrah ve vergi artırımında bulunulan döneme ilişkin inceleme yapması ve gerektiğinde vergilendirme işlemi tesis etmesi hususunda idareye makul bir yetki tanınmasında anayasal vergilendirme ilkelerine aykırı bir yön bulunmadığı ve düzenlemenin vergide meydana gelebilecek kayıp ve kaçağın önlenmesi yanında anayasal bir yükümlülük olan vergi ödevini yerine getirenler ile bu yükümlülüğü yerine getirmeyenler arasında vergi adaletinin sağlanmasını hedeflediği sonucuna varmıştır. AYM’nin kararı kanaatimce yerindedir. Herşeyden önce matrah artırımında bulunup taksitleri ödemeyen kötü niyetli mükelleflere vergi incelemesinden bağışıklık sağlanması hakkaniyetli bir durum olmayacaktır. Diğer taraftan, kararda bir vergi incelemesinde ortaya çıkacak matrah/vergi farkından mükellefçe artırılmış olan matrah/verginin mahsubunun yapılması gerektiğine vurgu yapılması önemli olup mükelleflerin hak kaybına uğramasının önüne geçecektir. Bu karar sonrasında, matrah artırımında bulunan ama taksitlerini ödemeyen mükelleflerden vergi incelemesi geçirenler adına yapılan tarhiyatlarda mükelleflerin artırımda bulundukları matrah ve vergiler dikkate alınmamışsa, bu mükelleflerin Vergi Usul Kanunu uyarınca düzeltme-şikayet başvurusu yapmaları, başvurularının reddi halinde ise yargıya gitmelerinin yolu açılmıştır. Sözün özü Sözün dönenin kaşığı kırılır.
Forum MEVZUAT FORUMU SGK ve VERGi MEVZUATI 6736 Önemli Sorular 1510 1 Kıdemli Üye 6736 Önemli Sorular Değerli Meslektaşlarım Hepinize hayırlı Çalışmalar Bir kaç konuda sorum olacak 1Matrah arttırımı yaptık taksit değilde peşin ödemede indirim varmıAnladığım kadarıyla yok 2-İlk iki taksit ödenmezse uygulama nasıl olurMatrah artırımı bozulmaz ama taksitlkendirme bozularak 6183 e göre tahsil edilir 3-Stok arttırımı -Yaptığımız stok artıırmını bir listeyle bildiriyoruz yoklama çıkarıyormu son ödeme stok arttırımı arttırım geçersizmi sayılıyor yoksa 6183 e göremi tahsil ediliyor 4-sgk yapılandırma yaptık ana paraya bir faiz işlenmiş birde kat sayı bunu peşin ödersek indirim olurmu Bilgileriniz için şimdiden teşekkür ederim 1304 2 Kıdemli Üye Konu hakkında bilgisi olan arkadaşlar lütfen ilgilenirmisiniz 1314 3 Müdavim Üye 1. Peşin ödemelerde anapara ya Yİ-Üfe hesaplanır ve bunun %50 si anaparaya eklenerek tahsil edilir. başka herhangi bir katsayı uygulanmaz. iki taksit zamanında ödenmezse 6736 bozulur. ayrıca yıl içinde 2 taksitten fazlası gecikmesi halinde yapılandırma bozulur. bu durumda ödediğiniz tutar kadar borcunuzdan mahsup edilir geri kalan tutar ve önceki dönemlerde işlenen faizler geri borcunuza eklenir. dairesinin yoklamaya çıkıp çıkmayacağı kendi inisiyatiflerinde. dikkat çeken bir durum veya rakamda büyük olasılıkla yoklamaya çıkarlar. b-sorunuz net olmamakla birlikte stok affından yararlanırsanız ve ödemeyi 30 kasım son ödeme tarihi da yapmazsanız. 6736 stok affı geçersiz oluyor. matrah artırımı yapmışsanız matrah artırımı geçersiz sayılmaz.matrah artırımı taksitlerini süresinde ödemeniz koşulu ile. yani stok affı ve matrah artırımından herhangi birinin bozulması durumu diğer yapılandırmanızı etkilemez, bağımsızdırlar. 4-sorunuzun cevabı 1. sorunun cevabı ile aynı 1435 4 Kıdemli Üye Ben kanun maddesinde şunu anlıyorum evet stok arttırımı zamanında ödenmezse bozuluyor Matrah ve kdv arttırımı ilk iki taksidi zamanında ödenirse diğerleri yıl içinde ikiden fazla gecikme olursa bozulmaz tutar 6183 e göre hesaplama yapılır taksit tutarına eklenerek tahsil edilir. yorumlarınızı bekliyorum değerli bilgileriniz için çok teşekkür ediyorum 1537 5 Müdavim Üye gozy Nickli Üyeden Alıntı Ben kanun maddesinde şunu anlıyorum evet stok arttırımı zamanında ödenmezse bozuluyor Matrah ve kdv arttırımı ilk iki taksidi zamanında ödenirse diğerleri yıl içinde ikiden fazla gecikme olursa bozulmaz tutar 6183 e göre hesaplama yapılır taksit tutarına eklenerek tahsil edilir. yorumlarınızı bekliyorum değerli bilgileriniz için çok teşekkür ediyorum Matrah ve kdv arttırım taksitleri bozulmaz. Borç 6183 e göre takip edilir. Yetkileriniz Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok BB kodu Açık Smileler Açık [IMG] Kodları Açık [VIDEO] code is Açık HTML-Kodu Kapalı Forum Kuralları
O zamanki 2016 model barış yasası 6736 sayılı hükümleri ile bugünkü 2018 model yasa 7143 sayılı hükümleri büyük oranda birbirine de benziyor. Ancak çok kritik farklılıklar da var... Ki en önemli fark; barışın bozulma koşullarında...Önce vergi barışının genel çerçevesine göz atalım... Şirketler olsun, şahıslar olsun... Barış imzalamak için Maliye’ye 31 Ağustos’a kadar başvurup geçmiş beş yılları için vergi matrahlarını artıracaklar... En önemli güvenceyi de sağlamış olacaklar... Yani geçmiş beş yıl için vergi incelemesine artık tabi barışıyla; Maliye inceleme hakkından vazgeçiyor, mükellefler de bunun karşılığı geçmiş yıllar vergi beyanlarını artırıyor’Şimdi o kritik soruya ve cevabına bakalım... Maliye ile mükellef arasındaki barış, hangi koşullarda bozulur? Matrah artırımı sonrası yeni hesaplanan vergilerin taksitleri aksatıldığında barış da bozuluyor. Mükellefin artık incelenmeme güvencesi ortadan kalkıyor. Diğer yandan matrah arttırımı yoluyla yeni 2018’de borçlanılan vergiler de, mükelleften yüksek faiz oranıyla aylık istenir hale arttırımı sonrasında yeni hesaplanan vergiler 30 Eylül’e kadar peşin ödenebiliyor. Ayrıca taksitle bir yıla yayılarak ödenebiliyor. İlk taksit 30 Eylül’de başlıyor, ikişer ay arayla 6 eşit taksitte oranında katsayı ilave edilerek ödeme vergilerin ödenmemesinin yaptırımı oldukça ağır olduğundan aman dikkat’ diyoruz...Önceki vergi barışı yasasında 6736 sayılı matrah arttırımı sonucu ödenmeyen taksitler barışı bozmuyordu. Yalnızca cazip katsayıyla borçlanılan taksitler yerine, gecikme zammının bir katı fazlası oranla aylık takibe NASIL BOZULUR Varlık barışı hükümlerine göre; şahıslar veya şirketler yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını 30 Kasım 2018 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildirilebiliyor. Bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi de varlıklar Türkiye’ye getirildiğinde vergi incelemesi yapılmayacağı’ güvencesi veriliyor...Ancak bu güvence hakkı ortadan kalkabiliyor da... 31 Aralık 2018 tarihine kadar ödenmesi gereken yüzde 2 oranındaki hesaplanan vergi eğer vadesinde ödenmezse incelenmeme güvencesi ortadan kalkıyor. Varlıkların bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şartları ihlal edilirse de incelenmeme güvencesi ortadan kalkıyor.Sayılan varlıklar eğer; 31 Temmuz 2018 tarihine kadar Türkiye’ye getirilirse, yüzde 2 vergi de istenmiyor. Temmuz sonuna kadar varlıklarını Türkiye’ye getiren şirket ve şahısların herhangi bir vergi ödemesi gerekmeyecek.Yurtdışı varlıkların bildirimi banka ve aracı kurumlar vasıtasıyla gerçekleşecekken, yurtiçi varlıklar için bildirim 30 Kasım 2018 tarihine kadar vergi dairesine yapılacak. Yüzde 2 oranındaki verginin ödenmesi için son tarih, 31 Aralık 2018. Yurt içi varlıklar için de eğer; 31 Temmuz 2018 tarihine kadar bildirim yapılırsa, yüzde 2 vergisi istenmiyorYAPILANDIRILMA NASIL BOZULUR?Devlete olan vergi, sigorta primi, trafik cezası, öğrenim kredisi vb. borçlarını yapılandırmak isteyenler 31 Temmuz 2018 tarihine kadar bu tarih dâhil ilgili idareye başvuruda bulunarak, ilk taksiti de 30 Eylül 2018 tarihine kadar ödemesi gerekiyor. Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksiti 31 Ağustos 2018 tarihine kadar ödenebiliyor. Diğer taksitler ise bu tarihleri takip eden ikişer aylık dönemler hâlinde en fazla on sekiz eşit taksitte iki taksitin kesinlikle süresinde ödenmesi gerekiyor. Ayrıca her takvim yılında da en fazla iki taksit aksatılabiliyor. Aksatılabilecek bu iki taksitin de en geç son taksiti izleyen ayın sonuna kadar gecikme zammı da hesaplanarak ödenmesi gerekiyor. Aksi durumda yapılandırma bozuluyor ve gecikme zammı ve faizine aylık göre oldukça uygun belirlenmiş oranların Yİ-ÜFE geçerliliği kalmıyor.
6736 matrah artırımı ödenmezse ne olur